Bölgede belediyelere kayyum atama uygulaması yeniden başladı.
İlk olarak 2016 yılında OHAL 674 sayılı kanun hükmünde kararname (KHK) kapsamında İçişleri Bakanlığı tarafından 2'si il, 28 belediyeye kayyum atanmıştı.
İkinci ise, 2019 yılında 19 Ağustos 2019 günü Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ve Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bedia Özgökçe İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınarak, yerlerine kayyım atanmıştı.
Bölgede o dönem HDP’li olan tüm belediyelere peyder pey kayyum atanmıştı.
2024 seçimlerinden sonra yine kayyum atanıp atamayacağı çok konuşuluyordu.
AK Parti’ye oy veren çok kişi dahil, bölge halkı kayyum atamasının demokratik yöntem ve bir çözüm olmadığını düşünerek bu dönem kayyum atanmayacağını düşünüyordu.
Ancak seçimlerin üzerinden henüz iki ay geçmişken belediye başkanları yerine kayyum atamaları yeniden başladı.
İlk kayyum Hakkâri Belediyesine atandı.
MHP ve Perinçek gibi ulusalcılar dışında tüm kesimler kayyum uygulamasının yeniden devreye alınmasından memnun değil.
Genel olarak demokrasiye inan kimse bu yöntemden hoşnut değil.
Çoğunluk, seçimle gelenin seçimle gitmesi gerektiğini savunuyor.
Kayyum atanmasını sadece DEM partililer değil, Ak Parti'ye oy veren bir kısım, Hüda Par’lılar, yani taraflı tarafsız bir çok kişi doğru bulmadığını ifade etti.
Bölge Baroları başta olmak üzere, bazı STK’lar ve demokrasiye inan herkes kayyum atanmasını anti demokratik bulmadığına dönük basın açıklaması ve sosyal medya mesajı yayınladı.
Bölge halkı kayyum kararının doğru bulmadığını seçimlerde sandıkta ortaya koyduğu iradeyle bir kez daha kanıtlamıştı.
Halkın kayyum uygulaması ile ilgili duruşu, bakışı ve düşüncesi tam olarak nedir?
Bu sorunun cevabı sağlıklı bir şekilde araştırılmış olsaydı Ak Parti hükümeti belediyelere kayyum atama kararlarını bu kadar çabuk vermezdi.
Peki halk kayyum atanması ile ilgili ne düşünüyor;
•Halk genelde seçilmişlerin yerine kayyum atanması demokratik bulmuyor.
•Şayet görevdeki herhangi bir belediye başkanı suç işlemişse, hukuken suçu kesinleşdikten sonra ve en üst mahkemece onaylandıktan sonra görevden uzaklaştırılması gerekir.
• Seçilmişlerin suç işlediği kanıtlansa dahi demokratik usul, yol ve yöntemlerle işlem yapılması gerektiği savunuluyor.
•Mahkeme kararı ile görevden uzaklaştırılan belediye başkanın yerine meclisi üyeleri arasından bir üye ‘başkanvekili’ olarak geçici görevlendirilebilir. Daha sonra belediye başkanı, meclis üyelerinin oyları ile belirlenerek seçilmiş iradenin devam etmesi doğru yöntem olacaktır.
•Kayyum atamalarının sonlandırılması ve otoriter bir anlayış ile belediye yönetimine atanma yapılması gerekir.
•Kayyuma karşı çıkmanın suç değil, aksine Anayasal hukuk devletini savunmak olduğu savunuluyor.
•Belediye başkanlarının görevden el çektirmesinin, hukuk devleti anlayışı ve işleyişi ile demokratik yaptırım ve müeyyidelere göre uygulanması gerekiyor.
•Belediye başkanlarının göreve seçilmeden önce yaptığı açıklama, demokratik eylem ve etkinliklerden dolayı haklarında suç işlemiş gibi işlem yapılması ve görevden el çektirilmesinin siyasi bir karar olduğu savunuluyor.
•Belediye başkanları görevden alınırken tüm meclis üyeleri hüküm giymişçesine o belediyeye muamele edilmesi doğru bulunmuyor.
•Belediye başkanının görevden alınmasını gerektirecek kesin delil ve hükümler varsa ve meclis başkan seçemiyorsa, yeniden seçim yapılarak belediye başkanı belirlenmelidir.
•Kayyum atamanın halkın iradesinin gasp etmek olduğu savunuluyor.
•Kayyum yöntemi demokrasiye ve seçime olan güven duygusunu zedeliyor.
•Kayyum atanması her ne kadar yargı kararı ile veriliyorsa da bu iş siyasi bir karardır.
•Seçilen belediye başkanlarının yeterliliği yoksa buna seçimden sonra değil, seçimden önce karar verilmelidir.
•Siyasi partilerin de ceza alma riski olan kişileri aday gösterilmemesi gerekiyor.
Halkın kayyum atanması ile ilgili düşüncesi ve bakışı genel olarak bu şekilde.
Halkın, kayyum politikasına karşı tutumu mutlaka dikkate alınmalıdır.
Halk, belediyelerin seçimle gelenler tarafından yönetilmesini istiyor.
Bu yüzden Ak Parti hükümeti, demokrasinin en önemli ayağı olan yerel yönetimlere kayyum atanması ile ilgili kararını bir kez daha gözden geçirmelidir.