Halktan uzak bir takım zevatlar bugünlerde yine ortaya çıktı. Bu tür zevatları zaman zaman görmekteyiz.
Bu tür zevatların halka faydaları olmadığı gibi halka faydası dokunanları da engellemeye çalışmaktadırlar.
Aydın olduğunu zanneden bu tür kişiler; Halkın dinine, inancına ve kültürüne düşmanlıkta sınır tanımazlar.
Cuma Namazı ile ilgili Başbakanlık tarafından yayınlanan Genelgenin iptali için Danıştay’a dava açan bu zatın kini ve düşmanlığı tamamen İslam’a ve Müslümanlaradır.
Anayasa ve yasalar ;“Din ve İnanç Özgürlüğü”nü teminat altına almış durumdadır. “Sözüm ona” kendini hukukçu olarak gören bu zat hukuku tanımamaktadır.
Türkiye halkının yüzde doksan dokuzu Müslüman olmasına rağmen maalesef Müslümanlar inanç özgürlüğü konusunda bu tür zevatların yönetimde yer aldığı dönemlerde sıkıntı yaşamışlardı.
28 Şubat Askeri vesayetinin ürünü olan bu tür insanlar; Müslümanların serbest bir şekilde Cuma namazını kılma ihtimalini sindirememişlerdir.
Bu tür insanların ellerinden gelse vakit namazlarını yasaklarlar. Ezanın Türkçe okunması için yasa ve yönetmelikler çıkarırlar. Hele hele başörtü ile hiç kimseyi çalıştırmazlar.
Bu zevat, Cuma namazının zamanında ve rahat kılma durumu oluştuktan sonra Cuma gününün resmi tatil olma ihtimalinden rahatsız oluyor.
Budist Hinduların yaşadığı Hindistan’da bile Cuma namazı vaktinde Müslümanlara üç saat izin veriliyor iken Müslüman mahallesinde Müslüman eziyet vermek isteyenler başarılı olabilirler mi?
Halka sırtını çevirip düşman olanlar elbette başarılı olamayacaklardır.
Bugün Cuma namazı düzenlemesine itiraz eden zevatlar; Başörtüsüne, Üniversitede mescit yapılmasına ve İmam Hatip öğrencilerinin Üniversiteye gitmelerine de itiraz etmişlerdi.
Ama çok şükür ki, Halktan ve ihtiyaçlarından haberdar olan bir hükümet ve yönetim vardır.
Her ne kadar kinlerini kusmaya çalışsalar da ve her ne kadar engellemeye çalışsalar da “Allah nurunu elbette tamamlayacaktır”
Kinlerini ve öfkelerini yapılan her inanç düzenlemesinde gösterenler ise “Kin ve Öfkeleri” ile ezilip gideceklerdir.