Allah’ın emirleri kati ve kesindir.
Değişmez, değiştirilemez.
Değiştirmek isteyenlerin amaçlarına ulaşmaları da mümkün değildir.
Kuran-ı Kerim aracılığıyla ve Peygamber efendimizin sünnetleri ile helal ve haram arasındaki keskin çizgiler belirlenmiş ve insanlık alemine bildirilmiştir.
Karşılığında iki şey vardır.
Cennet ve Cehennem.
Herkes cenneti istiyor.
İstemek kolay da.
Cenneti kazanmak için üstümüze düşen görevleri yapıyor muyuz?
İnancımız tam mı?
Bunu düşünen, sorgulayan insan sayısı az.
Cehenneme gelince onu isteyen yok tabi.
Gerçi bazı aşıklar sevgililerine serenat yapar türden. Sen iste veya kabul et cehenneme de razıyım gibi cümleler sarf ediyorlar ama külliyen yalan.
Genç kızlar bu sözlere aldanmasın.
***
Konuyu fazla dağıtmadan meselenin özüne dönelim.
Toplum öyle değişti ki; helal ve haram arasındaki çizgiler flulaştı. Adeta helal ve haram kaynaştı! Bunu toplum açısından söylüyorum.
Başta da belirttiğim gibi Allah’ın emirleri değişmez. Ama insanların kafasındaki algı bu türden. İnsanoğlu artık paraya tapıyor demeyelim de paraya bakıyor.
Helal ve haram pek umurlarında değil.
Genelleme yapmıyorum ama çok kişide bu yaklaşım var.
Kurtuluşu da şöyle düşünüyorlar.
Kelime-i şehadet getiririz. Bolca dua ederiz. Müslüman olarak ahirete gideriz. Elinde sonunda cennetle buluşuruz diyorlar.
Mübarekler sanki sözleşmeli gidiyorlar.
Son nefeste kelime-i şehadet nasip olabilir mi?
Bunu düşünen yok.
***
Cehennem nedir?
8 harfli basit bir cümle olarak geliyor çoğu insana. Cehennem azabını küçümsüyorlar.
Kul hakkını es geçiyorlar. Haram işlere meylediyorlar.
Örneğin kaçak elektrik ve su kullanımı.
Kaçak elektrik ve su kullanımı haram olduğu gibi kul hakkına gasp var.
Birincisi, kaçak elektrik kullanan insanların çoğu yakalansalar dahi bunu reddediyorlar.
Yani yalana tevessül ediyorlar. Yalanın başlı başına büyük günahlardan biri olduğunu hatırlatalım.
İkincisi, kul hakkını çalıyorlar.
Onların kullandıkları elektrik dürüst vatandaşlara su, yol ve okul olarak dönmüyor.
Ne olarak dönüyor?
Ek ödeme olarak dönüyor. Yani külfet olarak
Fakiri var, hastası var, yetimi var, öksüzü var.
Fakirim diye kaçak su ve elektrik kullanmak haramı helal kılmıyor.
Haliyle günahtan da kurtarmıyor.
Kimin umurunda ki...
***
Haramı, cinayeti, zulmü basit gösteren birçok eylemimiz var.
Batman açısından ele alırsak sayıca az kişi kendi menfaatleri için 400 bin kişilik şehri dumana, küllere boğuyorlar. Hastası var, nefes sorunu olan var, astımı ve koah olanı var.
Binlerce küçük haşarat var.
Hepsi katlediliyor.
Bu cinayete teşebbüs ve zulüm değil mi?
Allah bunların hakkını bırakır mı?
Vebali ağırdır.
Ama kimin umurunda
***
Komşu komşunun külüne muhtaçtır diyorlardı.
Şimdi komşu komşuyu tınlamıyor. İstisnalar kaideyi bozmaz.
Ama genel anlamda önce toplumdan, sonra çevreden, daha sonra komşusundan şimdi de kardeşlik bağlarında kopuş yaşanıyor.
Komşu hukuku yok.
Kardeşlik hukuku yok.
Zorda olanın yardımına koşmak yok.
Faizcilik, tefecilik batağı var.
Buna karışan hacılar ve hocalar var.
Allah ıslah eder mi?
***
En yakınımızdaki insana bile iş menfaat olunca posta koyabiliyoruz.
Bir peçete gibi kenara atıyoruz. Bazen de basıp eziyoruz.
Bu yetmiyor, gıybetini yapıyoruz.
Bu yetmiyor, iftara atıyoruz.
Bir kere Müslüman Müslüman’ın gıybetini yapmaz.
Etini yemekle eş değerdir.
Yani yamyamlık.
İnsanlara iftira atıyoruz.
Bazen yolumuzu açmak bazen de bazı kazançlar karşılığında.
Ahlak, edep, insanlık ölünce yamyamlık kaldı bizlere.
Yazık, günah ve hatta ayıptır...
Bunlar gibi yüzlerce örnek verebiliriz.
***
Tabi ki, Allah(CC) affedicidir.
Allah; halisane tövbe edenleri affeder.
Ama kul hakkına karışmaz.
Kul hakkı yiyen kişi mutlaka cezasını çeker.
Muhafazakârlar için cennet garanti olmadığı gibi solcular için de cehennem garantidir demek şirke giriyor.
Bu yanlışı da yapmayalım.
Her şey göründüğü gibi olmayabilir.
Peşin hükümlü olmamalıyız.
Cennet ve cehennem Allah’ın tahakkümü altındadır.
Cennete giden yolu gösteren aydınlatıcı ışık Kuran-ı Kerim’dir.
Para ve pul bu gerçeği asla değiştirmez.
Makam mevki bu gerçeği değiştirmez.
Güzel ve yakışıklı olmak da bu gerçeği değiştirmez.
İster kızın, ister kızararak kabul edin bu böyledir.
Yani, haram deyince sadece zina, faiz, cinayet, alkol aklınıza gelmesin. Küçük olarak gördüğümüz haramların vebali kat be kat ağır olabilir.
Dünya dediğin ne ki?
Dün, bugün ve yarın
İşte o kadar kısadır, dünya hayatı