Vücudum iki gündür ateşler içerisinde yanıyordu.
Basit bir soğuk algınlığı veya grip deyip bitkisel ilaçlarla geçer diye düşündüm ancak dayanamadım.
Cumartesi gecesi Batman Araştırma Hastanesi Acilinin yolunu tuttum.
Hem kamuda çalışan doktorların mecbur kalmadıkça fuzuli tahlil ve tetkik istemeyip uğraştırmaması hem özel hastanelerdeki görevlilerin işi daha çok ticarete dökmesinden ötürü sağlık problemlerim için genelde devlete ait sağlık kurumlarını tercih ediyorum.
Cumartesi akşamı rahatsızlığımdan dolayı tereddütsüz olarak, bulunduğum yere en yakın adreste bulunan Batman Araştırma Hastanesinin yolunu tuttum.
Tabiri caizse ayakta duracak halim yoktu.
Sık sık hastanelere gitmediğim için nereye başvuracağımı ve ilk olarak ne yapacağımı bilemiyordum.
Önüme ilk çıkan görevliye muayene olmak istediğimi söyledim.
Beni girişteki bir yere yönlendirdi.
Gittiğimde önümde sadece bir kişi vardı.
Sıramın daha hızlı geleceğini düşündüm.
Meğerse burası hastayı yönlendirme yeriymiş.
İçeri girer girmez ‘neyin var?’ dedi.
Elime bir form yerleştirip beni yeşil alan istikametine yönlendirdi.
Saat 19.00 sularıydı.
Yeşil alana gittiğimde koridor tıklım tıklım doluydu.
100 kişiye yakın muayene olacak ve sonuç gösterecek hasta ve bir o kadar da refakatçi bekliyordu.
Mesafe ve maske, kimsenin umurunda değildi.
Fişmatikten aldığı sıra numaram 771 yazıyordu.
140. sıradaki hasta ise içerde muayene oluyordu.
O an yeşil alanda bir doktor sadece hasta kabul ediyordu.
Sonra bir doktor daha geldi, sevindik.
Ancak sevicimiz kısa sürdü, çünkü tekrardan gitti.
45 dakika kadar sıra bekledikten sonra bunca yoğunluk içerisinde Dr. Ali Osman Altınışık büyük bir dikkatle şikâyetlerimi dinledi, muayene etti ve haklı olarak bazı tahliller istedi.
Tahlil yerinde bir yığılma yoktu, ancak sonuçların 1,5 saat sonra çıkacağı söylendi.
1,5 saat sonra yani 21.15 sularında gittiğimde çok yoğunluk yoktu.
Ancak kapılarda yine yığılma vardı.
Tetkiklerimi gösterdikten sonra 300 kişi daha benden sonra muayene olmuştu.
Hadi diyelim yeşil alanda iki doktor sürekli olsa bile 1,5 saatlik zaman diliminde her biri 150 kişi muayene etmişti.
Tahlil sonuçlarını doktora uzattığımda haklı olarak hatırlamadı beni.
Tahlillerime bakmadan şikâyetlerimi sormaya başladı ve teşhisi öyle belirledi.
Benden önce doktor muayenesinden geçen ve her halinden uyuşturucu bağımlısı olduğu anlaşılan iki gencin doktor karşısındaki üslubu ve sinkaflı laflarına şahit olunca işlerinin ne kadar zor olduğunu bir kez daha anladım.
Bütün bunları yazmamdaki temel amacım, özellikle kamu hastanesi acil servislerinin durumuna dikkat çekmektir.
Acil servis bölümlerinde ciddi bir yığılma var.
Sadece Eğitim Araştırma Hastanesi değil, Batman Kadın Doğum ve İluh Devlet Hastanesinde de durum farklı değil.
Yaptığım araştırmaya göre, sadece Batman Araştırmanın yeşil, sarı ve kırmızı alanlarda sadece 7 doktor 24 saat sistemi ile görevliymiş.
Sadece bu hastaneye 12 saatte başvuran hasta sayısı bazı günlerde 3 bin gibi rekor sayıyı buluyormuş, yani 24 saatte neredeyse 6 bin kişi…
Diğer sağlık çalışanları için de durum aynı.
Eminim ki İluh Devlet ve Kadın Doğum Hastanelerinde de durum farklı değil.
Bir kere buna acilen bir çözüm bulunması gerekir.
Hastalar neden bu kadar acil servisleri tercih ediyor?
Birinci neden, branş doktorlarından sıra alma sorunu ve hasta sayısının yoğunluğudur.
Vatandaş mesai saatleri içerisinde sıra alamayınca çareyi gece saatlerinde hastanenin acilinde başvurmakta buluyor.
Bir an önce hastanelerin acillerinin yükünün hafifletilmesi gerekir.
Koronanın farklı varyantlarla hayatımızda tehlike olarak kaldığı bu süreçte bu yığılmalarının önüne geçmek için üç önerinin bir an önce hayata geçirilmesi gerekir;
1-Mahallelerde bulunan halk sağlığı merkezlerindeki bazı doktorların da nöbet sistemine dayalı olarak acil servislerde görev yapması.
2- Semt poliklinikleri de tıpkı eczaneler gibi mahallerde nöbetleşe olarak mesai dışında açık tutulmalı.
3- Mesai saatlerinde uzman doktorlar tarafından tedavi imkanlarının daha fazla sağlanması.