Bazı okurlar Hatice Türkan ile ilgili yazılarımı beğenerek okuyor, kimisi de ‘bıkmadın mı Hatice Türkan ile ilgili yazı yazmaktan’ diye tepki gösteriyor.
Tepki gösterenler Hatice Türkan’ı eleştirdiğim için üzülüyorlar mı, yoksa onu sevmediklerinden dolayı kendisini gündeme getirdiğim için kızıyorlar mı, anlamış değilim.
Bu işin muhatabı Hatice Türkan yazdıklarıma son derece hoşgörülü yaklaşırken, bazıları bu durum karşısında sinirleniyor.
Oysa derdim kimseyi kızdırmak ya da konu bulamadığım için bu tür yazılarla bu köşeyi doldurmak değil.
Benim neden bu tarz yazılar yazdığımı anlayan anlıyor ve keyifle okuyor, anlamayan ise boş yere kafaya takıyor.
Bu gün yine birikmiş eleştiri stoklarımın hepsini eleştiriye açık olan Hatice Türkan üzerinden sıfırlayacağım.
Umarım feminizmin ne olduğunu bilmeden kendisini feminist sananlar bu yazımdan sonra ‘Hatice Türkan bir kadın gazeteci ve emekçidir, her ne hak ve sebeple olursa olsun onu eleştiremezsin’ diyerek bu yazıma da tepki göstermez.
Bana göre Batman’da feminizmimi en iyi anlayan ve pratikte uygulayan da Hatice Türkan’dır.
Ama gel gör ki kendini feminist sananlar Hatice Türkan’ı da sevmiyor.
Neyse konumuz bu değil.
Asıl konumuza dönecek olursak, bundan iki ay önce köşemde Sonsöz Gazetesi Editörü Hatice Türkan’ın kayıplarda olduğuyla ilgili bir yazı kaleme yazmıştım.
Hatice Türkan, sen nerdesin? başlıklı yazımdan sonra Hatice Türkan Batman’a dönüş yapmıştı.
Batman’a döner dönmez beni aradı.
Ankara’ya gittiğini, çeşitli temaslarda bulunduğunu ve müthiş projelerle döndüğünü söylemişti.
Bunları demedin mi Sayın Türkan?
Peki, hani nerede projelerin?
Batman’a deniz mi getireceksin?
Şehrin önemli sorunu olan madde bağımlılığına köklü çözüm mü bulacaksın?
İşsizliği ve yoksulluğu mu bitireceksin?
Bu söylemin bana neyi hatırlattı, biliyor musun.
Bak ve dinle; anlatayım;
Teknolojinin haberleşme ve ulaşım açısından gelişmediği dönemlerde Batman’a uçak seferleri yapılmıyordu.
İletişim araçları cep telefonu, internet ve telefon da yoktu.
Milletvekili ve belediye başkanlarının başkent Ankara’ya gidiş ve gelişi bazen haftalar, hatta ayları buluyordu.
Bu süreç içerisinde Ankara’da ne yaptıkları ve kiminle görüştüklerini bilen yoktu.
Ankara’dan Batman’a döndüklerinde uzun süreli seyahatlerine mutlaka bir kılıf bulurlardı.
Döner dönmez ayaklarının tozu ile hemen bir basın toplantısı düzenler, Ankara temasları ile ilgili müjdeler verirlerdi.
Ankara’dan ne talep ettiklerini ve hangi üst düzey yetkililerle görüştüklerini teker tekar anlatırlardı.
Öyle ballandıra ballandıra anlatırılardı ki biz de ‘tamam bu sefer şehrimiz ihya olacak, tüm sorunlar çözülecek’ derdik.
Gazeteciler de manşetlerine milletvekili ve belediye başkanlarının açıklamasını ‘Ankara’dan müjdeli haberlerle döndü’ başlığı ile verirdi.
Gazete ofislerinin camlarına asılan bu gazeteleri okumak isteyenler, adeta sıraya girerdi.
Kimse, verilen müjdelerin ve sunulan projelerin gerçek olup olmadığını, üzerinden aylar ve seneler geçse de hayata geçirilip geçirilmediğini sorgulamazdı.
Siyasiler de bunu bildikleri için vaatlerini ve müjdelerini her seferinde tekrarlıyordu.
Umarım Hatice Türkan da eski dönemdeki seçilmişler gibi yapmıyordur.
Ankara’dan döndükten sonra son derece önemli projelerle döndüğünü söylemişti ya, haklı olarak merak ediyoruz.
Sahi, neydi öyle çok önemli projelerin Hatice Türkan?