Geçenlerde Tilmerç Mahallesi'nde bir parkta oturuyordum.
Parkın girişinde Salih Gök parkı yazılıydı.
Merhum Salih Gök 1990'larda Batman Belediye Başkanlığı yapmış özel bir şahsiyetti.
Görevinin başında asfalt caddeyi kontrol ederken vefat etti.
Önemli bir değerini bu kent kaybetti.
Parka onun adı verilmiş.
Gecikmiş bir durum.
Keşke özel bir caddeye adı verilseydi.
Sonra başka bir parkta Salih Günaydın ismiyle karşılaştım.
Kim mi Salih Günaydın 80'ler ve 90'larda İmam Hatip Lisesi Müdürlüğü ve Batman Lisesi müdürlüğü yapmış.
Sıra dışı bir karakter.
X kuşağı onunla büyüdü.
O efsane bir Müdür.
Bir kanaat önderi.
O da aramızdan ayrılanlardan.
Dünyanın her yerinde toplumlara hizmet etmiş efsane isimler, yazarlar, kahramanlar, şair ve filozoflar var
İşte bu müstesna isimlerin adları caddelerde, sokaklarda ve parklarda yaşatılır.
Amaç, bu değerleri unutturmamak ve adlarını gelecek nesillere taşımaktır.
Batman'da birçok isim bu şekilde cadde ve sokaklarda, parklarda adları yaşıyor.
Salih Altun ve Salih Özdemir gibi...
Lakin ben burada başka bir şeyi not etmek için bu yazıyı kaleme aldım.
İnsanlarımızı, değerlerimizi neden sadece öldükten sonra onore ediyoruz.
Yaşarken de onların adlarını sokak, cadde ve parklarda yaşatamaz mıyız?
Mesele Ataullah Hamidi, Faris Özdemir, Hüseyin Kalkan...
Başka isimlerde ilave edilebilir.
Bu kentin şair ve yazarları gibi.
Yaşarken onları onore etmek daha faziletli bir davranış olmaz mı?
Fatih Terim, Şenol Güneş ve Mustafa Denizli isimleri statyumlarda yaşıyor.
Bu efsane futbol adamları hayattayken onurlandırıldılar.
Çok iyi olmadı mı?
Neden değerlerimiz öldükten sonra onore edilir.
Oysa hayattayken onları anabilir ve topluma yaptıkları katkılardan ötürü şükran duygularımızı sunabiliriz.
Mesela bana sorarsanız Aziz Sancar ismi her vilayette okullarda yaşatılabilir.