Değişim istiyoruz ve değişim için bağırıyoruz ama sesimizi duyan yok.
Bir de değişimi isteyen biz, değişmeyi başardık mı, değişebildik mi?
Hak, hukuk ve Adalet istiyoruz...
Peki, biz adil olabiliyor, hak çiğnemiyor, kul hakkına riayet ediyor muyuz?
Ticaret yaparken, ahitleleşirken, anlaşırken...
Anlaşmaya uyuyor, ahdimize sadık oluyor ve ticaretimizde Allah'tan korkuyor muyuz?
Allah buyuruyor ki "Kendi hakkımdan vazgeçerim, kul hakkından vazgeçmem."
Ticaret yapan esnaf akşam başını yastığa koyduğunda vicdanen rahat ve kul hakkına girmeden huzurlu bir şekilde uyuyabiliyor mu?
Oysa ne kadar kolaydır, hak, hukuk ve adalet istiyorum diye bağırmak.
Allah'tan korkun demek.
Peki, ey alışverişine haram katan adam sen Allah'tan korkuyor musun?
Bir malı on kat, yüz kat pahalı satarken hiç mi vicdanın sızlamıyor?
Hiç mi Allah'tan korkuyorsun.
Vicdanın rahat nasıl uyuyabiliyorsun.
Hadi kuldan utanmıyorsun, Allah'tan da mı korkmuyorum.
Unutma ki, bu dünyada kulu aldatabilir, kandırabilir ve madden fazladan kar edebilirsin.
Yine unutma ki, yediğin o lokmalar Bir gün elbet kursağında dizilir.
Hesap günü geldiğinde hiç kimsenin yüzüne bakamayacak, hesap vermeyeceksin.