?>

HDP’NİN DİN İLE İMTİHANI!

ŞEHMUS TEMİZ

10 yıl önce

HDP ve PKK sosyalist ideolojiyi benimsemiş örgütler. Liderlerinin görüşleri, yaşam tarzları, eylem ve söylemleri de ideolojileriyle örtüşüyor.
Sosyalizm “Din, afyondur, insanı uyutmaya, uyuşturmaya yarar” der!
Sosyalist olan Öcalan: Lise yıllarında büyük felsefi bunalım yaşadım. Bu savaştan başarı ile çıktıktan sonra yarı tanrı oldum. (özgür yaşamla diyaloglar Ekim 2002 sayfa 257)
Bizim dinle ilişkimiz yok, halkımız tanrıdan kopmalıdır. Ben çok uğraştım, sonun da Tanrıdan koptum. Tanrıyı aştım. Böylece Abdullah Öcalan olabildim. İslam kadınımıza bir şey vermemiştir. Bunun yerine sosyalist ahlakı koyacağız. (Sümer rahip devletinden demokratik uygarlığa cilt 1 sayfa 313)
Namazın kendisi de genel anlamda bir tiyatrodur. (Sümer rahip devletinden demokratik uygarlığa cilt 1 sayfa 354)
Ben olaya kendi ideolojik penceremden bakıp bunların eylem ve söylemleri yanlıştır diye bir klişe kullanmayacağım.
Olabilir, burası demokratik bir ülke... Ne dinsizlik, ne sosyalizm, ne de Zerdüştlüğün önünde herhangi bir yasal engel bulunmamakta.
Yasalar “kimsenin kişilik haklarını ihlal etmediğiniz müddetçe, istediğiniz şekilde inanıp, inancınızı fiiliyata geçirebilirsiniz” diyor!
Lakin HDP bunu yapmıyor ya da yapamıyor!
Bir yere gidince Zerdüşt, diğerine gidince Alevi, bir diğerinde Ermeni, öbüründe LGBTİ olabiliyor…
Bu da çok sıkıntılı bir durum.
“Ben sosyalistim ama tüm halkların haklarının garantisiyim” diyebilirsiniz, bu ayrı bir durum.
Ama ne İslamiyet bir Müslüman’ın sosyalist bir çatıda bulunmasını kabul eder, ne de sosyalizm bir sosyalistin İslami kurallar göre yaşamasına müsamaha gösterir.
Bu durum Hıristiyanlık ve Ermenilik için de geçerlidir. Yahudiler zaten annesi Yahudi olmayanı hiçbir şekilde Yahudiliğe kabul etmiyorlar… ,
Yani ortada bir ikilem var, hem dini yok sayıp ondan sıyrılmaya çalışacaksınız, hem de bütün dinleri bir çatıda toplamaya çalışacaksınız.

Böyle bir şey yok!

Bir din veya ideolojinin, diğerini kabul etmesi, zaten kendi varlığını inkar etmesi demektir!
Saygı meselesine gelince, bazıları duyar, bazıları duymaz!
"Komün, insanlığı, geçmiş sefaletin bu hayaletinden" (Tanrıdan), "bu davadan" (var olmayan Tanrı dava oluyor!) "mevcut sefaletlerinden ilelebet kurtaracaktır. — Komünde papazlara yer yoktur; her türlü dinsel gösteri, her türlü dinsel örgütlenme yasaklanmalıdır " (parantez içindekiler Engels'e ait)
Sizce böyle bir görüşü, İslamiyet veya Hıristiyanlık kabul eder mi ?,
Böyle düşünen bir sosyalistle, dinini yaşayan bir Hıristiyan veya Müslüman’ı aynı yola sokabilir misiniz?
Ya da siz hem aydınlık, hem karanlık olabilir misiniz?
Bu her iki tribünden de tezahürat alayım diyerek her iki kaleye de gol atan futbolcunun durumuna benzer.
Bu durumdaki futbolcuya her iki tribünde alkış tutar mı bilmiyorum ama bu durumdaki bir futbolcu iki takımdan birisini satıyordur!
İnsanın bir takımı olur, onu savunur, diğerlerinin tümünün kalesine yüklenir, rakibin alkışını da beklemez…
Rakipten alkış beklemek, sadece centilmenlik durumlarında (belki)  olur.
Bu da hayatın ve demokrasinin gerçeğidir.
Bir yerde Ermeni aday gösterdim bütün Ermeniler bana oy verecek.

 

Diğerinden Ezidi’yi gösterdim bütün Ezidiler bana verecek!
Öbüründen müftüyü gösterdim Müslümanlar bana verecek!
Düşüncesi yanlıştır.
Gerçek bir Müslüman, bir Ezidi’yi meclise taşıyacak oyu kullanmaz!
Gerçek bir Ermeni de sosyalistleri meclise taşıyacak bir oy kullanmaz!
Gerçek bir Alevi de Gayleri meclise taşıyacak bir oy atmaz!
Gerçek bir solcu da müftüyü meclise taşıyacak oyu kullanmaz!
Karışık renkler sunup her renkten nemalanma projesi daha önce denendi ve başarısız oldu.
Çok şey olacağım diye her şeyi kaybetme ihtimalini göz ardı etmeyin.
Kimliğinize eklentiler yaparak zenginleştirmiyor, zayıflatıyorsunuz.

Her Kürt bana oy versin diyorsun, Batman’dan Ezidi aday gösteriyorsun!

Biz din işini aştık, ne olmuş ki diyorsun!
İyi de madem öyle, sol bir partiden niye bir müftüyü aday gösteriyorsun?
Madem din işini aştınız, Ermeni cemaatinden temsilci neyin nesi oluyor?
Bence bunlar yanlış şeyler, bu aşı tutmaz. İnsanlar oy verdikleri kişilere inanmak ister. İnandıklarına oy vermek ister. İnançlarıyla özdeşleşenlere…
Tamam, kabul, Ariel Şaron’u getirip koysanız, oy verecek bir kitleniz var. Ama ülke partisi olacağız, herkesi kucaklayıp barajı aşacağız dediğiniz bir süreçte sıkıntı yaşarsınız.
Üstüne birde alevi oyları kapmak için “zorunlu din derslerini kaldırmak lazım” demiş Demirtaş!
Eyvallah, bunu tartışalım ama bunu sırf birilerinin oylarını kapmak için seçim ağzı yapmayalım. Sadece din dersini değil, tarih dersini de tartışalım. Matematiği de İngilizceyi de tümünde de sıkıntılar var. En az sıkıntı olan ders belki de din dersi…
En büyük sıkıntıysa bunu malzeme yapmaya çalışmak…
Din inanmak içindir, oynamak için değil!
Bunu bütün siyasetçiler böyle bilsin!
İnsanların ne olduklarına karar verdikleri bir toplum dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…
YAZARIN DİĞER YAZILARI