14 Mayısta yapılacak seçim kararı Resmi Gazete’de yayınlandı.
Seçim için tüm siyasi partiler harıl harıl bir çalışmaya başladı.
Kim kiminle ittifak yapacak, az çok belli oldu.
Sadece HDP’nin önümüzdeki seçimlerde nasıl bir tutum alacağı ile ilgili belirsizlik var.
1- HDP, Anayasa Mahkemesinde görülen kapanma davasına karşın nasıl bir yol belirleyecek?
2- Seçimlerde Cumhurbaşkanı adayı belirleyecek mi, belirlemezse hangi adayı destekleyecek?
Birincisi, HDP’nin seçim öncesi kapatılması ile ilgili ihtimaller kulislerde ciddi ciddi konuşuluyor.
Seçime sayılı günler kala kapatılma kararı çıkar mı?
Kuşkusuz ki evet,
İktidar kanadında yapılan hesaplar şöyle özetlenebilir:
HDP cephesinde her ne kadar partilerinin kapatılmayacağı ve şayet böyle bir karar alınırsa bu hukuki olmadığını söylüyorsa da tabanda “ya kapatılırsa” endişesi hakim.
HDP genel merkez yöneticilerinin bu duruma karşı bir planları var mı , ittifak yaparak bir parti listesinde seçime girerler mi onu bilemeyiz.
Ancak şöyle bir gerçek de var;
Şayet seçim öncesi HDP kapatılırsa seçime gölge düşmesi dengeleri değiştirebilir.
Gelelim ikinci konuya;
Doğu ve Güneydoğu'da en çok oyu alan iki parti var. Biri AK Parti, diğeri ise HDP.
Diyelim ki HDP kapatıldı.
Bu durumda görünürde AK Parti geriye kalan milletvekillerini alacak gibi bir algı var.
Oya tam tersi de olabilir? Küstürülen HDP seçmeni tümü ile Millet İttifakına yönelebilir.
Bu da seçimin kaderini değiştirebilir.
2018 yılında milletvekili genel seçimlerinde aralarında Batmanın da olduğu HDP’nin güçlü olduğu 11 ile HDP yüzde 60.5, AK Parti yüzde 24.4, MHP yüzde 4.8 CHP yüzde 4.5, İyi Parti yüzde 2.1, Saadet Partisi yüzde 1.2. oranında oy almışlar.
Bu durumda bölgede Cumhur İttifakı yüzde 29.4, Millet İttifakı yüzde 7.8 oy almış.
Her iki ittifakın oyları HDP’nin aldığı oy oranı kadar değil.
Anketlere göre 2108 yılı seçimlerinde HDP’nin alacağı oy oranında yüzde 3-4 arasında bir artış olmuş.
Bunu da hesaba katarsak sadece milletvekilliği değil, cumhurbaşkanlığı adaylığı noktasında da HDP’nin oyları hem bölgede hem Türkiye genelinde seçimin sonucuna ciddi etki gösterecektir.
Anlayacağınız HDP’nin kapatma davası bir nevi seçimin kaderini de belirleyecektir.
Bütün bu ihtimallerden farklı ve olması gereken üçüncü seçenek ise şudur;
HDP’nin cumhurbaşkanlığında kendi adayını göstermesi, milletvekilliğinde de kendi amblemi ile seçime girmesi, Anayasa Mahkemesinin ise HDP’yi kapatma kararını seçimden sonraya bırakmasıdır.
Bu ihtimal olursa seçimin sonucu ne olursa olsun demokrasi kazanır.
Seçime günler kala ülkemizde parti kapatmalarını konuşmak elbette acı bir durum.
Birileri görevdeyken suç işleyebilir, parti tüzüğünü ihlal edebilir, bunun sorumlusu siyasi partiler olmamalıdır.
Sonuç olarak HDP’nin kapatılması ülkeye ve demokrasiye yarar sağlamaz, ama seçimlerde tam tersine birilerine yarar sağlayabilir. O da muhtemelen mevcut iktidarın en güçlü rakibi olan Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu olacaktır.
Anketlere göre oy oranı 13 ile 15 bandında seyreden HDP’nin kapatılmasının kendileri için ters tepeceği geçeğini, seçimi kazanmak için bir oy bir oydur hesapları yapan Ak Parti kurmaylarının görmezden geldiklerine inanmıyorum.
Dolayısı ile HDP’nin kapatılması önümüzdeki seçimlerde Ak Parti’ye yarar sağlamayacağı gibi, Millet İttifakı için tepside armağan edilecek 8 Milyon’a yakın oy demektir.