Mübarek Ramazan Ayını ihya edip, bayrama girmenin sevinç ve mutluluğunu yaşıyoruz.
Pandemi nedeni ile ülke genelinde uygulanan kısıtlamalar devam ederken, vaka ve vefat sayılarındaki hızlı düşüş ise bizlere büyük teselli oldu.
Kısıtlamalarla birlikte baş gösteren ekonomik çıkmaz, esnaf arasındaki adaletsizlikler, yasaklamalardaki gariplikler derken kısıtlamalarda sona yaklaştık.
Bundan sonra ne olacak?
Eğer önlemleri gevşetip, pandemi kurallarına uymaz isek kısa zaman önce geride bıraktığımız süreçteki gibi vaka ve vefat sayılarının artış hızı ile karşı karşıya kalırız.
Salgının önlenmesi ya da kontrol altına alınmasındaki en büyük etken, kuşkusuz ki aşıdır.
Ancak ne hikmetse ülke olarak aşı savaşından iyi bir sonuç alamadık ve halen ülkemiz insanlarının yüzde 80’i aşılanamadı.
Aşı süreci uzadıkça salgın da devam edecektir.
Birçok ülke, aşılama çalışmalarını bitirdi ama biz halen yolun başlarındayız.
*
Pandemi nedeni ile büyük sıkıntılar çekerken, Kudüs’ten gelen haberlerle daha çok sarsıldık.
Doğu Kudüs’te İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa’daki Filistin halkına saldırması ve bu saldırılarda 9’u çocuk 20 kişinin katledilmesi yüreğimizi dağladı.
Kutsal topraklarda yıllardır süren İsrail zulmüne dünyanın sessiz kalması ise yüreğimizi çok daha sızlatıyor.
Siyonist güçler ve onun uşakları olan bazı İslam ülkeleri maalesef çıkarları uğruna Filistin halkını yalnız bırakarak İsrail zulmüne ortak oluyorlar.
Bu zulmün bitmesi için tüm İslam dünyasının birlik ve beraberlik içinde hareket etmeleri gerekiyor.
Demokrasi havarisi geçinen Avrupa’nın her zamanki gibi sessiz kalması ise çok daha vahim.
İsrail zulmünün son bulması ve mazlum Filistin halkının bağımsızlığına kavuşması hepimizin tek arzusu...
*
Ramazan ayı boyunca birçok yardımlar yapıldı.
Pandemi nedeni ile işçi maaşı desteği, sosyal yardım paraları, patates-soğan derken devlet desteği az da olsa sağlandı.
Ayrıca hayırsever vatandaşlarımızın nakdi ve ayni yardımları da hak sahiplerine ulaştırıldı.
Yardımseverlik tabi ki çok güzel bu konuda halkımızın büyük feraseti söz konusu…
Devlet olarak da gereken yardımlar yapılıyor ama bu yeterli mi?
Değil elbette.
Esnafın durumu gerçekten de içler acısı.
Belli başlı meslek guruplarının alabildiğine zenginleştiği ancak genel olarak ülkemiz esnaflarının ekonomik anlamda çok büyük sıkıntılar çektiği pandemi döneminde süreç ne yazık ki iyi yürütülemedi.
Faiz indirimi, düşük faizli konut veya araç kredileri, ertelemeli krediler çözüm değil.
Ülkeyi yönetenler ekonomik çıkmazı görüp, ona göre önlem anlamları gerek.
Elektrik, doğalgaz faturalarından parasal yardımlara kadar bu süreç çok daha iyi yönetilebilirdi ama ekonomiye yön verenler bu işte başarılı olamadılar ayrıca kötü bir dönemde ekonomi kurmayları da art arda görevden alındılar.
Halen tüm bunların sancılarını çekmekteyiz.
Ülkemizin ekonomik kaynaklarının düşüncesiz bir biçimde tüketilmesi ve ehil kişilerin yönetime getirilmeme durumları sıkıntıları daha da artırdı.
Bu daha başlangıç;
Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu derler.
Önümüzdeki günler çok daha sıkıntılı olacağa benziyor.
Neden derseniz?
Ekonomik olarak hiçbir somut gelişme yok hepten kötü gidiyor ve reel göstergelerin tamamı aşağıya doğru hızlı bir biçimde iniyor, Türk parası giderek değer kaybediyor, işsizlik hızlı bir biçimde artıyor, yaşam kalitesi ve standardında büyük düşüşler var, alım gücü yüzde 50 azaldı, üretim durma noktasında, enflasyon yüzde 60’ları geçti! Daha sizlere neyi anlatalım ki? Her şey ortada, gidişat ne yazık ki iyi değil, Allah sonumuzu hayretsin…
Dünya gerçekten de çok kötüye gidiyor.
Bu süreçte herkesin kendine mukayyet olması tavsiyesinde bulunuyoruz çünkü yarınımız dünden çok daha kötü olabilir hatta bu günleri bile arayabiliriz!
Allah yâr ve yardımcımız olsun…
Tüm bu sıkıntıların gölgesinde geçireceğimiz bayaram, biraz da umut oluyor bize.
Bayramın, tüm sıkıntıların bitmesine vesile olması, tek temennimiz.