İşte yine rahmetle dolu yeni bir Ramazan ayına giriyoruz.
İnsan; EşrefülMahlukat…
Yani yaratılanların en şereflisi…
“EkremülEkremin”Yani mükemmellerin en mükemmeli olarak yaratılmış.
İçinde olduğumuz güzellikleri görmek gerekiyor.
Bu mükemmel yaratılışı vebu yaratılışın verdiği nimetleri, güzellikleri görmek, anlamak gerekiyor.
Hiçbir şekilde başıboş olmayan, ölçülü, planlı, düzenli ve bir denge içindeyaratılan evrenin sahibine yönelmek, minnetle bağlanmak gerekiyor.
Hiçbir şeyintesadüfen oluşmadığı bu kâinatta,biz insanların da bu kadar mükemmelliğe sahip olmamızın boşu boşuna olmadığını görmek, anlamak gerekiyor. Aynı şekilde görevlerimizi, sorumluluklarımızı, vazifelerimizi idrak etmememiz gerekiyor…
Âlemleri yoktan var eden yaratıcının, insanlara verdiği önem ve değeri görmek lazım. Her şeyinininsan için düzenlendiği bir evrende, insanın nasıl hareket etmesi gerektiği de ortaya konmuş olmalı…
Şu mübarek Ramazan ayında İnsana değer veren Zatı Zülcelalinyüceliğini, büyüklüğünü, rahmetini, merhametini, şefkatini fiillerimizle, amellerimizle onaylamamız lazım.
Şu mübarek ay da, insanlarınmerhamet duygularının harekete geçmesisadece ve sadece onun rızasının yansımasından başka ne olabilir ki?
Bu mübarek ay da bizlerin kötülüklerden, yanlışlıklardan, zararlı şeylerden uzaklaşmamız, rabbimize yönelerek iyilik, güzellik ve faydalı işler için koşuşturmamız gerekiyor.
Kısacası hayırlı işlerde yarışmamız gerekiyor.
Bu mübarek ayda bir yandan fakir fukaranın ihtiyaçları giderilmeye çalışılırken, diğer yandan “Fıtır Sadakası” adı altında her kişi için bir infak kapısı açılıyor. Her türlü yardımlaryapılıyor.
FıtırSadakası; her ne kadarküçük bir miktar olsa da halkın büyük kesimi tarafından yerine getirildiğinde büyük bir meblağ oluşturuyor.
Bir de en mühimiolan Zekât müessesesi var ki o çok daha önemli…
Sosyal Adaletin temelini oluşturuyor.
Çünkü Zekat, tamamen fakirin hakkı olan bir meblağ...
Zekât ile var olan malın kırkta birinin, mahsulün ise onda birinin fakir halka dağıtılması sağlınıyor.
Bu durumda Zekât ile birçok ihtiyaç sahibinin ihtiyacı karşılanıyor. Hatta zekat müessesesi tam olarak yerine getirildiğinde ülke de hiçbir fakirin kalmayacağı istatiksel olarak hesaplanmış.
Tarihte bununu birçok örnekleri bulunuyor.
Üstelik “Zekât” minnetile değil, toplumsal bir hak olarak fakir, fukaraya dağıtılması gereken bir hak.
Şu bir gerçek,Müslüman ülkelerdeZekât Müessesesinin hakkıyla uygulanması durumundahiç kimsenin aç kalması mümkün değil.
Tabi ki bu durumda “fakir” diye bir sınıfta kalmayacak.
Ramazan ayı ile asıl kazanç, insanın ruhunda manevi arınmanın gerçekleşmesi…
İlim, irfan ve güzel amellerle insanın ruhunun arınması, kalbindeki hastalıkların tedavisi ve insanın kerim yönünün ortaya çıkması isteniyor.
Bu mübarek ayda,Allah’ın ibadet mekânları Allaha yönelenler tarafından bir farklı doluyor.
Tövbeler; daha içten, daha samimi bir şekilde yapılıyor. İrfan dünyamız manevi duygularla coşup şenleniyor.
Camiler; ibadet edenlerle dolup taşıyor.
Bu mübarek ay da iman edenler; rablerine yönelerek tövbe etmekte, yanlış ve hatalarından dönmekte, kul haklarına girenler hak sahiplerinden af dilemekte, insanlar kendilerini hata ve günahlardan arındırmaktalar.
İnsanlar, gündüzlerini ibadetle geçirirken, gecelerini de tövbe ve istixfarile yine ibadet ederek geçiriyorlar.
İşte bu nedenledir ki bu ay tüm aylar içinde onbir ayın sultanı RAHMET AYI olarak isimlendiriliyor.