İslam'ın bir barış dini olduğunu, insanlığın selameti için barışın öncelik olduğunu, barış için bedeller ödenmesi gerektiğini ve bu uğurda bedeller ödediğini biliyoruz.
İslam'ın günümüze kadar artarak gelmesi, farklı ırk ve kültürlere sahip insanların bu dini kabullenmesindeki esas etkenin barış olduğu da bir gerçektir.
İslam'ın ilk yıllarından itibaren; fakir, kimsesiz, yetim ve kölelerin sığınağı olması da barışın etkisi büyüktür.
Bugün sizlere HUDEYBİYE'de cereyan eden olaylar ve neticesinde sağlanan barış antlaşmasını anlatmaya çalışacağım.
Diyanet ve başka firmalarla kutsal topraklara geldiğim halde HUDEYBİYE ye gelme imkanım olmamıştı.
İslam'ın barışa verdiği önemi bildiğim halde hudeybiyede yaşanan hadiseleri ve barış için peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin nasıl zorlandığını ve fedakarlık boyutu bu denli aklıma gelmemişti.
Sağolsun bu seferki A sınıfı (AYNEYN Diyarbakır) firmasıyla Umreye geldik. Onlar bizi buraya da götürdü.
Hudeybiye de neler olmuştu?
Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve Sellem hicretin 6 sında Zilkâde ayında (Milâdî 628) ashabıyla İhrama girmiş ve Umre yapmak için Mekke'yi Mükerremeye hareket etmiş Hudeybiye denilen yerde konaklamıştı.
Yaklaşık 1400 kişiden oluşan bu Umre kafilesini haber alan Mekkeli müşrikler endişeye kapılmışlardı.
Müslümanları Kabe'ye sokmamak için tedbirler alınmış ve Halit b. Velit (henüz müslüman olmamış) komutasında 200 kişilik atlı birliği öncü kuvvet olarak gönderilmşlerdi.
Bunun üzerine Peygamberiz sallallahu aleyhi ve Sellem müşriklerin endişesini gidermek, gayelerinin Umre yapıp, kurbanlarını kesip geri dönmek olduğunu anlatmak için onlara elçi göndermiş, netice alınamayınca Mekkelile tarafından da sevilen Hz. Osmanı elçi olarak göndermiştir.
Müşrikler; Hz. Osman'ın tüm anlatımlarına ve ikna çabasına rağmen Müslümanların Umre yapmalarına izin vermemişlerdi.
Her şart ve koşullar altında insanların Kabe'yi ziyaret etmerine mâni olmayan Mekke halkı bir ilki yani ilk kez Kabe'yi ziyaret etme ve umre yapmak için gelenleri engelliyorlardı.
Elçi olarak gelen Hz. Osman'a "Kendisinin Umre yapmasini" teklifine karşılık o; "Peygamber sallallahu aleyhi ve Sellemin yapmadığı umreyi kendisinin de yapmayacağını" beyan edince müşrikler sinirlenmiş ve onu hapse atmışlardır.
Bu hapis olayı müslümanlara "Hz. Osman şehit edildi" bilgisi olarak ulaştı.
Bu şehit haberine çok sinirlenen Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve Sellem "Semure" denilen sakız veya megaylin cinsi bir çeşit çöl ağacının altında ashabından, bir rivayete göre "ölüm üzerine" (Buharı meğazi, 35). Bir başka rivayete ise "savaştan kaçmamak üzere"(buharı, Müslim) biat aldi
Müslümanların Hz. Peygamber’e bağlılıklarını ve onun yolunda ölümü göze aldıklarını gösteren bu biat haberi Mekkeliler’e çok tesir etti.
Hz. Osman’ı ve diğer bazı Müslümanları serbest bıraktıkları gibi elçileri Süheyl b. Amr ve arkadaşlarını Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve Sellem e barış görüşmeleri için gönderdiler.