İnsanlık için elzem olan hürriyet, adalet ve terakki; Müslümanların yoğun yaşadığı bölgelerde hasreti çekilen çok önemli üç kavramdır.
İslamiyet; başı iman, kanatlardan biri ibadet, diğeri de müâmelat olan bir kuşa benzer.
İbadet; daha çok kişiyle Allah arasındadır. Kişinin kul olduğunu hatırlaması ve karşılık beklemeden rıza-ı ilahiye uygun yaşamasıdır. Namaz, oruç, hac, zekat ve benzeriler ileri ibadet kısmını teşkil eder.
İbadet konusunda fazla sıkıntı yaşanmazken, diğer kanadı teşkil eden muâmelat adeta yok hükmünde olmuş İslamiyet; bir kanadı kırık kuşa benzemiştir.
Özellikle muâmelatin omurgasını oluşturan; özgürlük, adalet ve terakki Müslümanlar arasında mumla aranır hale gelmiştir.
Oysa bu üç özellik; Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem ve onun çar-ı yâri Güzin yani dört halife döneminde olmazsa olmazları idiler.
Ben-i Adem; "arabin acemden; acemin araptan" üstün olmadığı; "bir tarağın dişleri", vücudun azaları" ve "bir birini tamamlayan binanın tuğlaları" gibi yani hak ve özgürlükler konusunda "eşitliği" İslam sayesinde öğrenmişlerdir.
Kadınlar, diledikleri soruları peygambere sorma, hak talep etme, Hz. Ömer'in verdiği hükmü iptal etme, "erkeklerin kadınlar üzerinde hakkı olduğu gibi kadınların da erkekler üzerine hakkı" ve nice hak ve özgürlüklere İslamiyet sayesinde kavuşmuşlardır.
Uhud harbi istişaresinde gençlerin fikirlerini özgürce beyan etmiş ve kabul görmüştür.
İhtiyaç sahipleri ihtiyaçlarını Peygamberden doğru isteme ve "vahi mi?" Diye sorular sorma, vahi değilse itiraz etme veya fikir beyan etme, halifeye; "yoldan çıkarsan seni kılıcımızla düzeltiriz" diyebilecek hürriyeti, yani devlet reisinin kararlarını sorgulama özgürlüğüne sahip olmuşlardır.
Adalet: Kur'an ayetleriyle net biçimde ifade edilmiş, "zalime meyil" etmeyi men etmiş, "kızım fatıma olsa bile..." adalette taviz verilmeyeceği net biçimde anlatılmıştır.
Dokunulmazlık zırhı ile birileri veya zümreye imtiyaz tanınmamıştır.
Adalet; herkese ve her kesime ayni mesafede olması İslam'ın temel esasıdır.
Terakki etme; "iki günü bir olan zarardadır", "en hayırlınızın insanlara hayrı olan", "dünyanda da ve ahirette de en iyisini isteme" İslamin dininin bir gereğidir.
Müslüman; Hak ve haklı taleplerde özgür olmalıdır.
Müslüman; adalette taraf olmalı, zalimin karşısında dik durmalıdır.
Sınıfsal ayırım, makam, konum ve durumu ona imtiyazlar vermemeli adalet önünde eşit olma, terakki ve ilerleme Müslüman’ın şiari olmalıdır.