-Kendime ve özel okurlarıma ithafımdır.-
Ruhlar için pasaporta veya vizeye asla ihtiyaç yoktur. Ruhlar zamanları ve mekanları hatta sınırları pek kolay ve oldukça çabuk adeta saatlerin akrep ile yelkovanlarını parçalarcasına hedeflerine gitmek istedikleri menzile varmayı iyi bilirler.
Bir şekilde kontrollü ya da kontrolsüz gözlerimi kapadığımda iç yolculuğum başlar hayatım, çilelerim bende iz bırakan şahıslar ve olayları yaşarım dram dolu acılarla ayrılıklarla özlem ve hasretlerle.
Söz biter, saz susar iç yolculuğum başlamıştır yaşayamadığım çocukluğum olmayan oyuncaklarım ve erişilmesi mümkün olmayan “O Hayaller” ile donatılırım adeta. Yolculuğuma bir neyzen eşlik eder ney çalar, hemen akabinde bir çoban kavalıyla ıslatır gözlerimi, ağlar da ağlarım.
Yandıkça yanarım o harlı alevlerde şafak vakti bir bülbül nağmeleriyle alır götürür beni o minik gövdesiyle onun olduğu beldelere. Ölümcül şakımasını söylerken bülbül, ruhumun inleyeceğini, büyük acılarla tarumar olacağımı nereden bilebilir ki? O, gonca bir güle yanmış, sevdalanmış öter de öter. Aşk - ça öter, sevdalıca öter gonca gül - bülbül. Goncagül acıların, aşkların, sevdaların yegâne sembolüyse gözlerimdeki yaşlar ne anlama gelir bilen, anlayan var mı?
Bekleyeceğim seni
Lacivert suların
Kızıl Güneşi yuttuğu yerde
Beyaz Martıların
Yakamozların
Nil yeşili çiçeklerin
Açtığı yerlerde
Ya gelmelisin
Ya ölmeliyim
Gerçi gelsen de öleceğim
Ölüm avuçlarımda
Ha içtim Ha içeceğim
Yokluğun, sensizliğin acıları
Vadilere, vahalara çöllere attı beni
Hakikatini arayan bir hayalim
Bir ruhum şimdi.
Seni arayan
Bulamayan
Özleminle
Arayıp duran.
07/05/2016 İstanbul M. Ekmen
Öptüm yanaklarından kıpkızıl oldu yüzü utancından, o kızıllığı arayıp duruyorum hiç bulamayan. Zamanlar geldi. Zamanlar geçti.
Kronikleşen arayış, sevda ve özlem albümde siyah, beyaz ve solgun resimler misali yüreğimde perçinleşti.
Silmek ne mümkün alevlerde yaksam da, kurşunlasam da izleri kalıyor.
Silmek, yok saymak yaşanmamışçasına, a - vu - na - bil - mek ne mümkün ya parapsikolojik rüyalarla gelen mesajlara nasıl cevap verilebilir ki o mesajları yollayan ben, yollanan ben okuyup anlamak istemeyen ben.
Aslolan kişinin kendinde yok olabilmesiymiş ben ne varolabildim ne de yok. Hiçlikten öteye geçemedim. Hiç, hiç var olabilir mi?
İç yolculuk bittiğinde anlaşılıyor ki “Allahümme Entel Refikul Ala” diyebilmekteymiş mutlak hakikat.
“Allahım En büyük aşk, dost ve Yüce ancak, ancak senmişsin”
Bunu anlayarak, bilerek isteyip severek en kalbi hislerle, ihlasla söyleyebilenlere selam olsun kucak kucak..
***
Şiir ve bu tür yazılar yazmamı dileyen bekleyen okurlarımın olduğunu çok ama çok iyi biliyorum, es geçemezdim, pas hiç geçemezdim. Başarabildiğimce ve efkarlanınca gücümce yazmaya çalışacağım. Arada sırada olsa da esintiler edasıyla yeter ki üstüme üstüme gelinmesin ve de sipariş olmasın. Mehmedi Mehmede bırakın, Mehmet Mehmetçe yazacak sizlere bu sınıfın, özel okurları biricik dostlarım, arkadaşlarım.
İç Yolculu, duygu seli his ve yaşanmış acılar “She never Come back” o asla bir daha geri gelmedi. Fırtınasıyla bir tutam olsa da sizlere sunacağım beğendiğiniz ve istediğiniz sürece.
Kalın aşk ve sevgiyle, çiçeklerle şiirlerle güzel ve anlamlı duygularla kirlenmemiş bembeyaz sayfalarla özel okurlarım. Dilerim gönlünüzce olmuştur ve de sizi mutlu etmiştir iç yolculuğum yazısıyla.