Kaderine acısına razı olmuş bir şehirde 33 yıldır kalemim elimde.
Kulaklar sağır.
Görmüyorlar hiçbir şeyi.
Bıçak açmıyor ağızları.
Suskun insanlar,
Sokaklar çıkmaz.
Her köşe başında korku.
Eller kelepçeli sanki.
Bu şehre yazık.
Perişanlık sefalet diz boyu.
Sokaklar lüks arabalarla dolu,
Sokakta o kadar da işsiz ve aç insanlar.
Sanki bu şehirde en çok ben ağlıyorum.
Bu şehirde yaşamak zor.
Bu şehirden vazgeçmek de zor.
Bu şehirden kaçmak da zor.
Bu yüzden çok üşüyorum.
Çare çok uzak.
Yürekler soğuk.
Donmuş, taş düşmüş.
Bir şey yapamayacak kadar yorgunum.
Yoruldum bir çıkmazdayım adeta.
Anlaşılmamak kadar zor bir durum yok.
33 yıldır yazıyorum, yazıyorum sadece.
Ama yine de yazıyorum.
Nefes oluyor yazılar bana.
Yazmazsam nefes alamam.
Ama her şeyi yazmıyor, yazamıyorum.
Aslında yazıyorum.
Bir gazeteye yazdıklarım var bir de içimde yazabildiklerim.
Birikiyor içimdeki yazılar.
Biriktikçe birikiyor yazılar.
Yazmasam olmuyor.
Yazmalıyım, diyorum kendi kendime.
Sonra yazsam ne değişiyor diyorum bir an.
Gazete sayfalarında birikiyor yazdıklarım.
Bir de içimde var kimsenin görmediği.
Ben okuyorum sadece içimde yazdıklarımı.
İçimde yazdıklarım, gazetede yazdıklarımı katlıyor.