İslam toplumunda: insan ilişkisi, iman ve edep/saygı arasındaki bağdır. Bu bağ toplumun ahlakını ve düzenini oluşturur. Bu bağ kopunca toplumun düzeni de bozulur. Bu günkü toplumu oluşturan insanların davranışları, genellikle zanna göre şekillenmektedir. Bu da toplumda huzursuzluğa, insan ilişkilerinde nefret ve husumete neden olmaktadır. İnsan hayatının inşa projesi olan Kur’an-ı Kerimde Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır. “Siz ey iman edenler; zandan şiddetle kaçınınız. Unutmayın ki, zannın bir kısmı ağır vebaldir. Birbirinizin gizli saklısını araştırmayın.(açık aramayın) ve birde birbirinizin gıybetini etmeyin. İçinizden ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanan var mı? Bakın tiksindiniz. İşte (gıybet ahlaki yamyamlık) sözün özü; Allah’a karşı sorumluluk bilincinde olun. Kuşkusuz Allah(c.c.) tövbeleri kabul edendir. Kullarına merhametlidir.’’ (hucurat;12.ayet) Bu ayeti kerime toplum düzeninin temelini inşa ediyor. Bu ayet ışığında, hayatımızı tanzim eden fertler olursak, toplum düzeni de hak ve hakikate uygun olarak şekillenecektir. İslam kardeşliği toplumu oluşturacaktır. İslam toplumu; zanla hareket etmez. Birbirinin açık ve gizlisini araştırmaz. Aralarında olmayan kişinin hakkında konuşmaz. Hakikat ilmen yakin bilgisiyle, aynel yakını gözlemleyerek ve yaşayarak, birbirinin gıybetini etmeyen fertlerden oluşması şarttır. Bu gün teknoloji çağında; toplum düzenini bozan en önemli etken sosyal medyadır. İnanan insanlar olarak sosyal medya tuzağına düşmemeliyiz. Yüce Rabbimiz bize bu durumu şöyle bildiriyor. ‘’ Siz ey iman edenler, fasığın teki size bir haberle geldiğinde, durup gerçeği araştırın. Yoksa cehalet sebebiyle bir toplumun başına iş açar, ardından yaptığınıza pişmanlık duyarsınız.’’(hucurat;6). ‘’ ….Ne ki; Allah(c.c.) sorumsuzca davranan bir toplumu doğru yola iletmez.’’(Tevbe;24) İslam toplumunda düzen kardeşlik üzerine kurulmuştur. İnananların kardeşliği, iman kardeşliğidir. Bu kardeşlik hem dünya, hem ahiret için geçerlidir. Yüce Rabbimizin buyruğu ‘’Müminler sadece kardeştir. Öyleyse kardeşler arasını düzeltin ve Allah’a karşı sorumlu davranın ki, O’nun merhametine nail olasınız.’’ (Hucurat;10). Zedelenen kardeşlik ilişkisini düzeltmek her müminin İmani görevidir. Unutmayalım Müminler bir bedenin organları gibidir. Bedene ait organı karalayan, kendini karalamış olur. Yüce Rabbimizin mesajı, bu durumu en güzel şekilde izah etmektedir.’’ Siz ey iman edenler; hiçbir kişi veya zümre, diğer kişi ve zümreyi hor görerek alaya almasın. Belki diğerleri, berikilerden daha değerli olabilir. Yine bir kısım kadınlarda diğerlerini (böyle) görmesinler. Ötekiler onlardan daha değerli olabilir. Asla birbirinizi itibardan düşürmek için karalamayın. İman ettikten sonra Fasıklıkla anmak-anılmak ne berbat şeydir. Ve kim(bu davranışından) pişmanlık duyarak vaz geçmezse, işte onlar zalimlerdir.’’ (Hucurat;11.) Onur imandandır. Allah’tan kopan, onurdan da kopar. Müslümanım diyen hayatıyla bunu ispatlamakla mükelleftir. Kulluk onuruna sahip, şerefli bir varlık olan insan, özgürlük ve özerkliğini ispat etmelidir. Bunun için inan kişi, benlik, tarih, çevre, kabile , aşiret, servet ve töre gibi iç ve dış baskılardan kurtularak Allah’a kulluk bilinciyle yaşamalıdır. Mümin kişi; bu özgürlük ve güvenlik garantisini ;, güç, para, makam veya oylamayla değil, Allah’la yaptığı itaat sözleşmesiyle kazanır. Taraflardan birinin Allah(c.c.) olduğu sözleşme, insan için asla vaz geçilmez onur, özgürlük ve güvenlik garantisidir. Dostlar; sözün özü ,ideal toplum düzenini, dünyanın tek gerçek ve doğru kitabı, Allah’ın mesajı, kıyamete kadar Allah’ın korumasında olan Kur’an-ı kerim oluşturmaktadır. Biz iman edenler, Kur’an-ı hayat tarzı edersek, ideal toplumu oluştururuz. İnşallah. Selam ve dua ile.