1516 yıllarına kadar Türk hâkimiyeti altında...
Türkiye'nin güneyine yarenlik eden...
Suriyelilerin elinde kalan tek toprak parçası...
Zeytinin, Turunçgilin, tarihin kokusunun harman olduğu şehir...
Rusya, İran, Esed şer ittifakının yeni hedefi...
Zira Birleşmiş Milletler, Yahudi topraklarında ölen 4 K... için toplanabiliyor, ancak mevzu Müslüman kanı olunca dilsiz şeytana bürünen bir kuruluş oluyor.
Kurulduğu ilk günden bu yana kuruluş ilkelerinin hiç birini yerine getirmeyen batılı güçlerin destursuz işgallerine çanak yutan bir kuruluş.
***
İşte bu sebeple her toplandığında yeni bir düşünce alıyor bizi.
Bu kez kaç can daha yanacak?
Kaç bebeğin daha kundağına kan bulaşacak?
Kaç babanın daha evlatları başında çaresiz bekleyişine şahit olacağız?
Öyle ki Suriye 21. yüzyılın bizlere bakan imtihanı.
Müslüman’ca var oluş yahut yok oluş mücadelesi.
***
Öyle değerli okurlar;
Gündelik hayatın karmaşası içinde unutsak ta, gündemimizi belirleyenler unuttursalar da ortada dağ gibi duruyor Suriye gerçeği.
Ayrı düşlemeyelim; bu iki ülkeyi, Suriye demek Türkiye demek.
Türkiye demek Halep, Şam, Doğu Guta demek.
Aynı coğrafyanın kader ortakları, tarih ve kültür ortakları demek.
Nasıl yanmasın içimiz yüzlerce yıllık tarihiyle Şam Emevi Camii bombalanırken Hz. Hüseyin türbesi alaşağı edilirken.
Suriye insanlığımızın utanç vesikasıdır.
Artık yerle yeksan bir Suriye var.
Gün geçtikçe yurtlarına dönme umudunu yitiren Suriyeliler var.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, olası bir saldırıyı önlemek amacıyla İran’a gitti. Ruhani ve Putin’le bir zirvede buluştular. Yine kalıcı çözümler bulmaya çabaladı.
Bölge sivillerini himaye etti.
Türkiye sınırlarının güvenlik zaruriyetinden bahsetti.
Sözlerine İranlı şair Sadi Şirazi'den şu dizelerle devam etti: 'Eğer sen başka insanların mihnetinden, ızdırabından gamlanıp kederlenmiyorsan sana Ademoğlu demek yakışmaz.' Sözün özü bu bence...