İnsanın hayat yolculuğunda bedenin gıda ve barınma, aklının inanç ve salih amel ihtiyacı olur. Bu ihtiyaçlar insanın yaratılış gayesine uygun, yerinde ve zamanında temiz ve güzel olandan temin edilince, dünya ve ahiret saadeti elde edilir. Aksi halde ihtiyaçlar gayesiz, yerinde ve zamanında olmayan şeylere yönelirse hayat kabus olur. Bu gün insanların ihtiyaçlarını sosyal medyayı oluşturan dijitaliz oluşturuyor. Dijitalizmin etkisinde ve yetkisinde olan insanlık sanal ihtiyaçlarla oyalanarak yaratılış gayesinden uzak hayata köle oluyor. Bu gidişten kurtuluşun tek yolu, insanı gerçek ihtiyacına döndüren Allah’ın vahyi Kur’an-ı kerime tabi olmaktır. Her şeyi yaratan Yüce Rabbimiz Allah: insanın ihtiyacının kurallarını mesajı Kur’an-ı Keriminde belirtmiştir. ‘’ Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdeki tüm hastalık ve dertlere kesin bir şifa ve müminler için yol gösterici ve rahmet (kaynağı olan Kur’an) gelmiştir.’’(Yunus suresi;57.ayet) Allah’a iman edenlerin rehberi Kur’an-ı Kerimdir. Kur’an-ı, Kur’an-ın kendisinden anlamaya çalışmak ihtiyaçtır. Allah’ın mesajının kurallarına uyan, ihtiyaçlarını yerinde ve zamanında elde eder. Aksi halde nefsine, şeytana, şeytanlaşmış sisteme uyan, ilahi kanun dışında hayatını yaşayan, içinden çıkamadığı hayat olgusuyla hayatını heba eder. Dünyayı yaşanmaz haline getiren ihtiyaç dışı, bir tür doymak bilmeyen gözümüz ve ihtiraslarımızdır. İnsan hayatını içinde yaşadığı toplumun kuralları şekillendirmektedir. Bu kurallar Hak ve batıla göre oluşur. Bu kurallar insanın ihtiyacı olan inanç, gıda ve barınmayı da belirler. Toplum ne kadar Allah’ın yasasına yakınsa ihtiyacı da o kadar yerinde karşılanır. Kendi zevk ve hevesine uyan, şeytanın güdümündeki toplumlarda insanların ihtiyaçları gayesinden uzaklaşır. Dünya hayatı çift kutupludur. İyi-kötü, güzel-çirkin, helal-haram, hak-batıl insanın ihtiyacını sevk ve idare eder. Önemli olan bu kutuplar arasında dengeyi kurmaktır. Bedenin ihtiyacı olan gıda tüketiminin anahtarı: Helal olanı yiyin, için israf etmeyin! Allah israf edenleri sevmez! Allah’ın helal kıldığından beslenmek vücut sıhhatinin teminatıdır. Nefsani arzulara ve şeytani olgulara göre beslenmek, ihtiyaç dışı harama meyletmek insanın vücut sıhhatini bozar. Dönüşü olmayan dertlere sebep olur. Günümüz toplumu helal ve harama dikkat etmeden genetiği bozulmuş (GDO lu) besinlerle hayatını sürdürmektedir. Bu tercih insanın vücudunu dönüşü olmayan dertlere sebep olmaktadır. Bununda sebebi insanın akıl nimetini yerinde ve zamanında Allah’ın rızasına göre kullanmamasıdır. Bu durumun Kur’an-i ifadesi ‘’Hem Allah’ın (akıl ve irade vermek suretiyle gerçekleşen) izni olmasaydı, hiçbir insan imana eremezdi! Ve O aklını kullanmayanları pisliğe mahkum eder! ‘’(Yunus suresi;100.ayet). İnsanın en büyük ihtiyacı Aklını Allah’ın rızasına göre kullanmaktır. Aklını kullanmamak tüm sapmaların çıkış noktasıdır. Vahyin amacı insana aklını doğru kullanmayı öğretmektir. Yani, insanın kendini pisliğe mahkum etmesine mani olmaktır. İç dünyasını vahye inşa ettirmeyenler, değdiği her şeyi önüne katıp sürükleyen sel gibi gürül gürül akan duyguların ve güdülerin dünyasına teslim olurlar. Akıl, kalbin duygu selini kontrol altına almak için insana verilmiştir. Bu yüzden akıl, kalbin bağı hükmündedir. Kalbine akılla ferman dinletmeyen kimse, bir müddet sonra eline, ayağına gözüne, kulağına, diline, dudağına da sahip olamaz hale gelir ve kendini kaybeder. Can alıcı soru şudur: kendini kaybeden neyi kazanabilir? İnsanın kendini kaybetmemesinin yolu ve en büyük ihtiyacı Akıl nimetini ve iradesini Allah’ın vahyi Kur’an-ı Kerimin rehberliğinde kullanmasıdır. Bunun içinde boş kalınca Kur’an-a yönel ayetinin gereğini yerine getirerek, hayatını vahiyle inşa etmektir. Ancak böylece insan pisliğe mahkum olmaktan kurtulur. İnsanın gerçek ihtiyacı: Allah’a kulluk onuruna sahip, şerefli ve özgür varlık olmasıdır. Bunun içinde kişinin benlik, çevre, servet baskılarından uzak, Allah ile yaptığı itaat sözleşmesine bilinçli olarak sadık kalmasıyla mümkündür. Bunun içinde şu ayete uyalım! ‘’ DE Kİ: Biz, Allah’ı bırakıp da bize ne faydası dokunan ne de zarar veren şeylere mi yalvaralım? Ve tıpkı bizimle gel! Diye kendisine çağıran arkadaşları dururken şeytanların ayartmalarına kapılıp dünyevi zevklerin peşinde tutkulu bir biçimde koşan kimse gibi, Allah bizi doğru yola ilettikten sonra topuklarımız üzerinde gerisingeri mi dönelim? De ki: Hiç şüphe yok ki yegane rehberlik Allah’ın rehberliğidir. Ve biz Alemlerin Rabbine kayıtsız şartsız teslim olmakla emirolunduk. ’’(Enam suresi;71.ayet). ‘’ Dahası, Allah’ın ayetlerini yalanlayan kimselerden olmaktan şiddetle sakın! Sonra büsbütün kaybedenlerden olursun! ‘’(Yunus suresi;95.ayet) Dostlar, bu gün insanlık dijital tutkusuyla maddi ve manevi pislik içerisindedir. Caddeler sokaklar insanlığın gidişinin göstergesidir. Basının ve TV ekranlarının gündemini insanların ahlak dışı davranışları, hal ve hareketlerinin haberi oluşturmaktadır. Bu gidişe dur demenin, insanı yaratılış gayesine döndürmenin tek ve gerçek yolu, yegane ihtiyacı Kur’an-ı kerimle muhatap olmasıdır. Ancak bu ihtiyacı önemseyen, beynini ve bedenini sosyal medya dijital pisliğin etki ve yetkisinden kurtarır. Ancak o zaman beyin ve beden sağlığına kavuşur, dünya ve ahiret mutluluğuna ulaşır. Allah cümlemize öncelikle ve en önemli ihtiyacımız Kur’an-ı Kerimle tanışmayı ve hayatımızın yegane rehberi edinmeyi nasip etsin! İnşallah! Selam ve Dua ile.