İnsanlığın baş belası olarak nitelendirdiğim şeyler; uyuşturucu, tefecilik, kapkaçcılık…
Toplumun kanayan yaraları...
Geçen haftaki köşe yazımda bu konuya değinmiştim.
Batman’ın 14 yerel gazetesi, adeta kenetlenip, bir günlüğüne ortak manşet attı.
Bazı STK’lar da bu kampanyaya desteklerini, basın yoluyla dillendirip, uyuşturucuya karşı yekvücut oldular.
Bu yaklaşım oldukça güzeldi.
Ancak bu yetmez!
Devletin ciddi anlamda bu çetelere ve uyuşturucu baronlarına daha çok baskı yapması gerekir.
Bu, toplumsal bir çağrı olmalı.
Çocukları uyuşturucu belasına bulaşan anne babaların feryatları yürek burkuyor ve sayıları her geçen gün artıyor.
Kötü alışkanlıkların başında gelen uyuşturucu madde kullanımının, insanın akıl, ruh ve beden sağlığında, toplumda yaptığı tahribat, tek kelime ile korkunç.
Hâlihazırda bütün dünya ülkelerinde uyuşturucu madde kullanma alışkanlığı bir çığ gibi artmakta ve ülke sorumluları bu felaketin nasıl önleneceğini düşünmektedir.
Uyuşturucu madde, silah kaçakçılığında, casuslukta, anarşik hadiselerde ve bir ülkenin diğer ülke gençlerini dejenere eden soğuk harpte, gayri meşru kazançlarda en müessir ve en çok kullanılan tahripkâr bir vasıtadır.
Bilhassa gençleri bu felaketten korumak ve kurtarmak insani bir vazifedir.
Bu bataklığa saplanan gençler, tehlikeyi bilmediklerinden basit bir hevesle ve kötü arkadaşların telkini ile beden ve dimağlarını, istikballerini uçuruma atmaktadır.
Nerdeyse 10 aileden birinin bir yakını bu batakta.
Devletin en üstündeki yetkililerden en alt birimdekilere insanlık adına yalvarıyorum;
Bu ateş hepimizi sarmış duruma.
Hızlı adımlarla üstümüze geliyor.
Lütfen şimdiden önlem alın.