Dünyada İslam fobi diye bir yükselişten söz ediliyor ne kadar doğru bilemem.
Ancak basın ve yayın organlarında arada bir söz edildiğinde var olduğu ve arttığı söylenmekte, ne kadar doğru şüphe var.
Şu da bir gerçek ki Müslümanların yoğun yaşadığı ülkelerde İslam fobinin var olduğudur. Müslüman olan şahıslara değil İslam’ın temel emir ve yasaklarına karşı batıdan daha büyük olduğu bir gerçektir.
İşin bir başka garip tarafı da "Bende Müslüman’ım ..." diye söze başlayan kişilerde düşmanlığının daha fazla olmasıdır.
Şaşkınlık veren bir başka konuda Müslümanların bunu kabullenmesidir.
Şimdi "Nereden çıkardın? Delilin ne? Zamanı mı? Yok böyle bir şey? Diyenler olacağıdır.”
Geçenlerde bir ders bitiminde bir genç İran'la ilgili sorularına cevap veriyordum.
Cevapların sonunda genç; "Hocam Sünni bir gözümüz Şia ise öbür gözümüz" ben "Evet" dedikten sonra "Ya Suudi Arabistan” o genç "Hocam o ABD ve Siyonist uşağı" be "Hani Sünni bir gözümüz Şia da öbür gözümüz dü" o "Evet" ben "Şimdi Şia gözümüze dikkat edeceğiz doğru ya Sünni gözümüz" o "O ne demek" ben "Biz şimdi Şia nın Sahabe-ı kiram hakkındaki uygunsuz ve iftira dolu sırf birlik olmak için sinemize çekeceğiz doğru, ya bizim gibi Sünni olan diğer İslam ülkelerinin ufak tefek kusurlarını birlik için niye göz yummuyoruz?
Burada bir terslik yok mudur?
Delilin ne?
Diye soranlara "İrtica ile Mücadele" adı altında İslam’ın temel değerlerine karşı uygulanan baskılar hiç bir batı ülkesinde olmadığıdır.
"Geçmişte kaldı, şimdi yok" denile bilir.
Diyanetin Demokrasi için yaptığı bunca fedakârlığa rağmen "kız çocukları" ile ilgili açıklaması ve yapılan linç girişimi.
Mesai Saat'ine denk gelen İkindi, akşam namazlarının kılınamaması veya zorlukların olması... Oysa demokratik bastı ülkeleri bu tür konularda daha müsamaha olduğu bir gerçek.
Daha önce beteri vardı diyenlere.
Bizler de beteri olanları değil iyi olanları seçtik.
Dini referans olanlara güvendik, eğer aralarında bir fark yoksa o zaman niye oyumuzu verdik? Eğer varsa niye gerekli düzenlemeleri yapmıyorlar.
Zaman mı?
Şu anki iktidarın elindeki imkânlar bugüne kadar sağ iktidarın elinde olmadığıdır. Şimdi tam zamanı çünkü OHAL yasası ile yüz binleri dize getiren müktedir bir iktidar var.
Medya özellikle sosyal medyayı takip edenler Müslümanlar arasında İslam fobinin ne kadar ileride olduğunu rahatlıkla göre bilirler.
Örnek mi?
Sahih hadis mi değil mi tartışması, bize Kur'an yeter diyenlerin, tarikatları eleştirenlerin, diyanete yapılan saldırı ve eleştiriler, çarşafa, sakala ve daha nice değerlere bazen edep sınırını aşan saldırılar sadece bir kaçıdır.
Özellikle İslam’ın yayılmasında öncü rol oynayan, buraların bize yurt olmasında büyük emekleri olan tarikatları acımasızca eleştiri yapmaları, giydikleri elbiseyi, kullandıkları arabaları, evlerini yurt ve yemeklerini sosyal medyada hakaretvari ve edep sınırlarını aşan biçimde eleştirmeleri İslam fobinin bir başka örneğidir.
Sanırsın ki ülken ekonomisinde ki ithalatın ihracatı ikiye katlaması, on milyarlarca doların faize gitmesi, milyonlarca insanın işsiz olması, bütçe açığı, gasp, kaçakçılık, tecavüz, cinayet. Hırsızlık, hak ihlalleri, yolsuzluk ve daha niceleri bu tarikatlar yapıyor.
Cumhuriyetin kurulması ile kapatılan, mal varlıklarına el konulan, şeyhleri sürgün edilen bu tarikatlara saldırı ve eleştiri hiç de hoş değildir.
Bakınız futbola, hem de süper lige, bütçede aldıkları destek, yayın kuruluşları ile sunulan imkân ve sonuç ne?
Oyuncularının tamamına yakını, milli takımın başında yabancı olması ve milyarlarca dolar borçlu olmalar.
Diğer branşlardaki spor faaliyetleri de futboldan farklı değildir.
Uluslar arası başarıya baktığımızda bunca teşviklere rağmen yabancı sporcular ile elde edilen sınırlı başarılar.
Evet, yapmamız gereken bilinçaltımıza yerleşen bu İslam fobiden biran önce kurtulmamız, İslami değerlerle barışmamız, önem vermemiz, mezhep, tarikat, cemaat ve diğer farkı gurupları olduğu gibi kabul ederek saygı kuralına dikkat etmemizdir.