Dini mübin İslam sadece cami içinde geçerli, namaz, hac, zekat ve oruçtan ibaret bir din değildir. Kuran-ı güzel okumak güzeldir. Anlamak ve Kuran'a göre yaşamaya çalışmak daha güzeldir.
Peygamberi ve sahabeleri bilmek, tanımak, tanıtmak güzel olsa da, örnek almak, onlar gibi yaşamaya çalışmak en güzel olanıdır. Kendimize, ailemize, anne-babamıza, çocuklarımıza, komşularımıza... Bulunduğumuz makama, doğaya kısaca bizimle ilgili ve irtibatlı olan her şeye karşı görev ve sorumluluğumuz var. Konumumuz, yönettiğimiz kurum ve kuruluşlar ile sorumluluğumuz daha da artmaktadır. Peygamberimiz ve onun ilk halifeleri devleti idare edenin uyması gerekenleri yaşayarak bizlere göstermişlerdir. Devletin itibari için ihtişamlı saraylar yapmamışlar, şatafat ve israfı da doğru bulmamışlardır. Devletin malına "beytul mal" denilmiş ve halkın emaneti olarak kabul edilmişlerdir. Harcamalarda; içinde yetimin de bulunduğu "kul hakki" mantığıyla titiz davranmışlardır.
Hz. Ömer(ra); Oda da işlenmiş bir deri, az miktarda yiyecekten başkada bir şey olmayan, hasır üzerine uyumuş ve vücudunda izler oluşmuş durumda peygamberimizi görür. Çok üzülür ve ağlar. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem: "Ey hattap oğlu niçin ağlıyorsun?"
Hz. Ömer: "İran şahları saraylarda, Bizans kayserleri kısralarda... ihtişam içinde yaşarken müsaade edersen..." Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem:
Devletin merasında develerini otlatan oğlundan devletin payı alan, özel işi için devletin mumunu kullanmayan, fazladır diye maaşını azaltan hz. Ömer (ra). Kıtlık zamanında Medine ahalisine kervanını bağışlayan, öz malına devlet için harcayan Hz. Osman(ra).
Fedakarlık ve cesaret timsali devletin imkanlarından nemalanmayan Hz. Ali(kv.) Saraylar, köşkler ve devletin itibari için yapılan harcamalar...
Peygamber sallahu aleyhi ve sellem ve hülefa-ı raşidinin tasvip ettiği durum ve harcamalar değildir. Selam ve dua ile.