Dünyanın birçok ülkesinde 10 Aralık “Dünya İnsan Hakları Günü” olarak kutlanıyor. Bunun nedeni 10 Aralık 1948'de, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından İnsan Hakları ile ilgili 30 maddeden oluşan bir bildiri kabul edilmesi.
Bildiride “Herkesin yaşama hakkı ile kişi özgürlüğü ve güvenliğinin olduğunu, Hiç kimseye işkence ya da zalimce, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele ya da cezanın uygulanamayacağı” ile başlıyor. Bu ilkeler 193 ülke tarafından kabul edilmiş.
İnsan Hakları Güvenlik konseyi Birleşmiş Milletler tarafından oluşturuldu. Başta ABD akabinde İngiltere yani Birleşik Krallık, Fransa gibi laik ve Demokratik devletler ile beraberinde eski SSCB yani bu günkü Rusya ve de Çin kurucular olarak görünüyor. Dünyanın en büyük sosyalist devletleri, halkların hak ve özgürlük mücadelelerini savunanlar. Birleşmiş Milletlerin Kurucu Devletlerini oluşturuyor. Bunlar aynı zamanda Hak ve Adaletin temsilcileri… Üstelik öyle bir yetkileri var ki bunlardan birinin kabul etmediğini dünyanın hepsi bir araya gelse kabul edilmiyor. Ne kadar demokratça değil mi?!..
Bunlar aynı zamanda dünyada en çok silah üreten ve satan dünyaya barış dağıtan ülkeler!. Kısacası bu beş ülkeden herhangi biri Birleşmiş Milletlerde gelen herhangi bir teklifi veto ederse diğer ülkeler kabul edip boyun eğmek zorunda. Kural bu.
Birleşmiş Milletlerin icraatları arasında Afganistan ve Irak’a “demokrasi götürme” adı altında yüzbinlerce kişiyi katletmeleri de var.
Şimdi gelelim tüm dünyanın gözleri önünde Filistin halkına yapılan katliama. İsrail ordusu hedef gözetmeksizin tüm Gazze’yi en ağır silahlarla bombalıyor. Halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları artık yok. Elektrik yok, su yok, yiyecek yok, yaşama alanı yok yaşama hakkı hiç yok...
İsrail’in Gazze ye yaptığı bombalı saldırılarda enkaz altından çıkarılan çocuk sayısı son verilere göre 7 bin 112, çocuk kadın sayısı ise 4 bin 885, toplam 17 bin 487 Filistinli sivilin cesedi çıkarılmış. Halen enkaz altında binlerce ölü var. Son sayı bilinmiyor. 7 Ekim'den bu yana Gazze’ye 18 bin tondan fazla bomba atılmış. Bu miktar İkinci Dünya Savaşı'nda Hiroşima'ya atılan bombanın bir buçuk katından fazla…
Peki hal bu iken Birleşmiş Milletler güvenlik Konseyi ve İnsan Hakları savunucuları ne yapıyor? Onu da söyleyelim. Sadece İsrail’in yaptığı saldırılara ara vermek için yapılan oylamada ABD tek başına veto ediyor. Bırakın Gazze halkının yanında yer almayı katledilmelerine ara verilmesine dahi müsamahaları yok. İngiltere ise "çekimser" kalıyor. Yani yapılan katliama “Siz öldürün. Ben yanınızdayım”. Diyor.
Sözüm ona İnsan hakları savunucusu olan bu devletler Gazze’de ki çocuk ve kadın katliamına ara verilmesine dahi müsaade etmiyorlar. İsrail Siyonist’inin yaptığı katliamı tam hız destekliyorlar.
Yalnız onlar mı? Tabi ki değil…Başta Fransa ve Almanya olmak üzere tüm Avrupa ülkeleri bu katliamı onaylıyor ve destekliyor. İnsan hakları mı dediniz? O, koskoca bir yalan ve aldatmaktan ibaret. İnsan Hakları savunuculuğu Üçüncü Dünya ülkelerini sömürmek ve kandırmak için yüzlerine taktıkları bir maske sadece.
Artık bu sahtekar, ikiyüzlü, menfaatperest, özgürlük ve insan hakları pazarlamacısı, sömürgeci kan içici emperyalist ülkeleri tanımak ve gerçek yüzlerini bilmek gerekiyor…
Mehmet Akif’in dediği gibi “Tükürün cebhe-i lâkaydına Şark'ın, tükürün!/Kuşkulansın, görelim, gayreti halkın, tükürün! // Tükürün Ehl-i Salîb'in o hayasız yüzüne!/Tükürün onların aslâ güvenilmez sözüne! / Medeniyet denilen maskara mahlûku görün:/Tükürün maskeli vicdânına asrın, tükürün!...
Evet, Tükürün Gazze de katliam yapan İsrail’in destekçilerine, Amerika ve Avrupa yanlısı İsrail sevicilerine…
Geçen gün dünya 10 Aralık İnsan Hakları Gününü kutlandı. Ama maalesef Gazze de ki çocuk katliamına sadece seyirci kalındı. Keşke sadece seyirci kalsalar. Sözüm ona insan hakları savunucuları olan devletler Savaş gemileri ve cephanelerini ile İsrail’e kalkan oldular. İşte İnsan Hakları havarisi devletlerin gerçek yüzü ve işte Mazlum Gazze Müslümanlarına karşı gösterdikleri acımasızlıkları.
Aslında Birleşmiş Milletler, Amerika ve İngiltere’nin emperyalist çıkarlarını, kollayıp kollamak ve sömürülerini devam ettirmek için oluşturulan bir ittifak.