Ne yapmak gerek peki? Sağlam bir arka mı bulmalıyım? Onu mu bellemeliyim? Bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi, önünde eğilerek efendimiz sanmak mı? Bilek gücü yerine, dolanla tırmanmak mı? İstemem!
Herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım Le Bret? Sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım? Bir bakanın yüzünü güldürmek için biraz şaklabanlık edip, taklalar mı atmalıyım? İstemem, eksik olsun!
Her sabah kahvaltıda kurbağa mı yemeli? Sabah akşam dolaşıp pabuç mu eskitmeli? Onun bunun önünde hep boyun mu eğmeli? İstemem! Eksik olsun böyle bir şöhret, eksik olsun!
Ciğeri beş para etmezlere mi "yetenekli" demeli? Eleştiriden mi çekinmeli? "Adım Mercuré dergisinde geçse" diye mi sayıklamalı? İstemem! İstemem, eksik olsun!
Korkmak, tükenmek, bitmek? Şiir yazacak yerde eşe dosta gitmek. Dilekçeler yazarak içini ortaya dökmek? İstemem, eksik olsun! İstemem, eksik olsun!
Ama şarkı söylemek, düşlemek, gülmek, yürümek? Tek başına? özgür olmak! Dünyaya kendi gözlerinle bakmak. Sesini çınlatmak, aklına esince şapkanı yan yatırmak. Bir hiç uğruna kılıcına ya da kalemine sarılmak; ne ün peşinde olmak, para pul düşünmek; isteyince Ay'a bile gidebilmek?
Başarıyı alnının teriyle elde edebilmek?
Demek istediğim, asalak bir sarmaşık olma sakın. Varsın boyun olmasın bir söğüdünki kadar. Yaprakların bulutlara erişmezse bir zararın mı var?
***
Gazetenin 8 yılını geride bırakırken dile kolay sekiz yıla ve devamında bizi bekleyen daha nice yıllara ilişkin birkaç kelam etmem istenince Edmond Rostand’ın “Cyrano De Bergerac” adlı oyunundan yukarıya aldığım şu meşhur tirad aklıma geldi.
Cyrano de Bergerac adlı oyun, 17. yüzyılda yaşamış Parisli şair, oyun yazarı ve silahşör Savinien Cyrano de Bergerac'ın gerçek hayat öyküsünden esinlenilerek Fransız şair ve oyun yazarı Edmond Rostand tarafından yazılmış ünlü eserdir. Ve birkaç defa filme uyarlanmıştır.
Ve birçoğumuz, filmi izlemediyse de mutlaka sosyal ağlar üzerinde paylaşılan ve Cyrano de Bergerac'ı canlandıran Gérard Depardieu’nun o alkışı ziyadesiyle hak eden meşhur tiradıyla tanışmıştır. İzlemeyenlere de şiddetle tavsiye ederim.
***
Tam 8 yıldır tüm emektarları ile birlikte Sonsöz Gazetesi her gün daha iyi daha ilkeli daha dürüst gazeteciliğe güzel bir örnek olsun diye çabalıyoruz.
Dağıtıcısından Muhabirine, Yazarından idarecilerine ve de çayımızı her daim eksik etmeyen Hüseyin’ine, ayırdığınız zamana değecek, fark yaratacak bir yayın ortaya koymaya çalışıyoruz.
Elbette Cyrano gibi şövalye değiliz olmaya da yeltenmedik. Ama derdimizi anlatan, çabamızı bir şiire sığdıran daha güzel cümleler olamazdı.
Başta gazetecilik olmak üzere her alanda güçlük ve sıkıntılarla boğuştuğumuz şu dönemde söz sahibi olmak bu sözü yazıyla dillendirmek, size tercüman olmak takdir edersiniz ki kolay değil ve çoğu zaman bedel isteyen bir çabadır.
Kimi ve hatta çoğu kurumda idarecilerin beceriksizliğini gizlemek için bizden “idare et” memizi istediği ve görmezden gelmemizi beklediği bir dönemde, bu isteğe karşılık vermemek, kendi sözünün sahibi olmak ve bu sözü haberle yorumla dillendirmek kolay değil.