Bir çok konuda istikrarlı politikalar üretemeyen iktidarlar sizce tam istihdamı yakalamaları mümkün olabilir mi?
Bu yanlış ve eksik karar ve politikalarla başarıyı elde etmiş örnek Ülkeler var mı? Olabilir mi?
Üretici olmayan Ülkeler, Sanayi’ye geçememiş sağlıklı politikalar üretemeyip Dünya Ulusları ile entegreyi başarmayı bir türlü başaramayanlar kalkınma hamlelerinden söz etme hakkına sahip olabilirler mi?
Biz Türkiye olarak Cumhuriyet Tarihi de dahil olmak üzere doksan küsür yıldır. Ağır Sanayi’ye geçebildik mi? Açtığımız küçük atölyeleri fabrikalar kurmuş imalata geçmiş gibi lanse ve propaganda etmekle kimleri kandırıyoruz?
Milli Gelirimizin çok yükseldiğini bangır, bangır bağırarak, yazıp çizerek övünmeye devam ede duralım. Asgari Ücretin miktarı her şeyi ortaya koymuyor mu? İşsizlik trendi ve rakamları ekonomimizin içinde bulunduğu sosyo- ekonomik statümüzü yeterince açıklamıyor mu?
Her şey güllük, gülistanlıksa, işler istenilen ve planlanan bir proje dahilinde yolunda gidiyorsa Irakla, Rusya ile, Essad Beşar ile, Mısırla tekrar dost olalım, barışalım, politikaları öyleyse ne anlama geliyor? Bu çelişkileri uzun, uzun tahlil ve analiz etmek gerekmiyor mu?
Güneydoğu İllerinin an İtibariyle içinde bulunduğu sosyo ekonomik tablolar ve işsizlik, kepenk kapatmalar durağan ekonomi, karşılıksız çıkan yüz binlerce çek ve senetler, batan iş adamları, kredi borçlusu olan Milyonlarca Vatandaş’ın Hali kalkınmış ve istikrarı yakalamış istihdamın yüksek olduğu bir Ülkeye hiç benziyor mu?
Okuyan bir toplum muyuz? Bu çağda, bu devirde Anadoluda yüz binlerce okuma yazma bilmeyen her yaşta ve her kesimden vatandaşlarımız var ise biz kimiz? Statü olarak hangi platformdayız? Konumumuz ne? Bu sorular ve cevapları şeffaf olmayan Halktan gizlenen realiteler ne olup olmadığımızı net olarak gerektiği gibi ifade etmiyor mu?
Kendimizi avutmaya, kandırmaya hakikatleri perdelemeye çalışmanın bu Ülkeye ve vatandaşlara faydası ne?
Yaşadığımız en acı ve en son örnek Türk Milli Takımının 2016 Futbol karşılaşmaları ve sonuçları tokat gibi yüzümüze inmediyse yüzbinlerce Euro aylık alan Fatih Terim denen şarlatan antrenörlükten direktörlüğe terfi ettirildiyse siyasi birileri tarafından adına stadlar yapılıyorsa bu Fatih’in neyi? Feth etmişse Nasıl? Ve neyin? Fatihiyse ve sonuca gözlüksüz net bakılırsa her şey ortada. Özetle ve sonuç olarak sporda başaramadık bu gidişle başaramayacağımız da, çünkü gençlerimizde vatan sevgisinin yerini prim ve Euro sevgisi almış. Ahlak ve zeka, çeviklik yok. Performans yok gece hayatı var, alkol var, çapkınlık var, Milli duygu yerine gayri milli duygular var sonuçlar her şeyi göz göre göre sergiledi bu konuyu daha fazla uzatmaya da gerek yok. Turist olarak gittik turist olarak geldik. Olan bu halkın paralarına oldu.
Turizm yürekler acısı Bayram tatilleri uzatılıyor bu nasıl? Bir çareyse beklentimiz dış gelir, turizm geliri iken kendi vatandaşımızı Akdenize yöneltiyoruz. İç turizme yönelip turizmci iş adamlarımızı kandırmaya, oyalamaya çalışıyoruz.
Kredi kartına taksitlerle kalkındırılacak turizmci ve beklentileri nasıl bir ümitse anlayabilmiş değilim.
Tarım ve hayvancılık Üniversitelerde bir doktora konusu halinde. Kimler et görüp yiyebiliyor? Et fiyatlarını düşürmek için kolları sıvayan ilgili bakanlık zor’u başardı. Et pahalılandı. Bu arada uçmakta olan et fiyatları beyaz et tavuğunda fiyatlarını tetikleyip uçurdu. Kimin umrunda?
Sonuç olarak istikrarlı politikalar üretilmediği ve hayata geçirilmediği sürece istihdam ve kalkınma bir hayaldir, bir yalandır ve dolandır İnali Yıldırım, Binali Yıldırım Sn. Başbakan ağzıyla kuş tutsa telgrafın direğine düğümlenen mutluluk uçurtmasını o düğüme gidip düğüm çözülmediği sürece uçurtmayı mutlulukla kimse uçuramaz. Çare direği kesmek değil düğümü çözmektir. Düğüm üstüne düğüm atmak sadece birilerine yaranmaktır. Bu Ülkeye ve Millete faydalı olmak asla değildir Sn. Davutoğlunun akibeti tarihi bir örnektir o örnekten ders alınsa çok düğümler çözülür. Adamcağızın sesi soluğu kesildi ismi, cismi yok ortada bu da farklı bir taktik olmalı gibime geliyor.
Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batmanlılar ve değerli SONSÖZ okurlarımız.