Enteresan ve sonu kötü biten bir karşılaşma izledik.
Petrolspor kendi evinde, saha ve seyircisi önünde Isparta32spor’a 2-1 yenilerek iç sahadaki ilk yenilgisini aldı. Kale düştü iç sahadaki yenilmezlik serisi sona erdi.
Aslında iyi başlayan ve ilk golü bulan Petrolspor’un bu oyunuyla farka koşacağını düşünürken arka arkaya yediği gollerle bir anda geriye düştü. Bu dakikadan sonra sadece sonuç olarak değil oyun anlamında da geriye düştük. Goller yiyebilir veya geriye düşebilir bir takım ama oyundan kopmak nedir? Her anlamda yanlış işler yapmak nedir? Savunmada, orta alanda, hücumda, kulübede yanlış işler yaptık. Detayları ilmik ilmik işliyorum şimdi. Hatırlayın 2 hafta önce Düzcespor karşısında ağzımızın suyu akıtan güzel futbolu. Attık, yedik ama geriye düşmedik arzulu futbola düşürmedik. Sonraki hafta İzmir de Menemenspor karşısında savunma ağırlıklı farklı bir 11. Bu hafta da çift forvetle sistemi farklı bir kadro.
Neden, niçin, niye diye sorardım geliyor.
Hocamızın kafası karışık bu da sahaya yansıyor haliyle. Kemik kadron ve iskeletin belliyken isimler üzerinden bu kadar değişikliğe gitmenin anlamı nedir? Tek forvet, bir kanatta Fatih Gök, diğer kanatta Mahsun Çapkan, hücum arkasında Berat Satılmış. 3.bölgede bu mantığı oturtmuşken bozmak niye! İki hafta da elimizden giden 5 puan. Hem de boşu boşuna.
Yeniden Isparta32spor maçına dönelim. İlk 25 dakikada oynanan güzel futboldan dolayı ikinci yarı maçı çeviririz dedik ama olmadı. Değişiklikleri arka arkaya yaparak takımın dengesini bozduk. İsimler üzerinden eleştiri yapmak doğru değil ama oyuna giren isimler takıma da katkı veremedi demek yanlış olmaz sanırım. Özellikle Ferdi Konak’ın performansı beni çok şaşırttı. Mücadele ruhunu kulübede bırakıp oyuna öyle girdi sanırım. Mahsun önceki hafta son saniyede yediğimiz golün etkisindeydi sanki. Sahada yokları oynadı. Orta alanda köprü görevi gören tek isim Ebu’nun ileride görünmesi gerekirken oyundan çıkması orta alanın gardını iyice düşürdü. Kısacası kadro kurumu, oyunu okuyama ve müdahalelerin etkisiz oluşu nedeniyle özellikle ikinci yarıda oynanan vasat futbol da göz önüne alındığında mağlubiyetin faturası hocaya yazar.
***
Bir fatura da maçın hakem triosuna verilebilir. Özellikle ilk yarı devrede bayrak hakemlerinin anlamsız ofsayt ve faul kararları saç baş yoldurdu. Ceza alanı içerisinde ilk yarıda çalınmayan düdükler, rakip lehine verilen kararlar ve Isparta’nın oyunu çirkinleştirmeye yönelik hareketlerine sessiz kalması saç baş yoldurdu.
Sonuç olarak futbol adına bir şey yapamadık ve yenildik.
Bu oyunun kanununda elbette yenilmek var ama bu şekilde olması sinirleri fazlasıyla gerdi.
Belki sıradan gelecek ama bu maçı ivedilikle unutmak gerekir.
Hemen cumartesi oynanacak Arnavutköy deplasmanına odaklanmalıyız.
İlk yarının bitmesine son iki maç kaldı .
Arnavutköy maçı ve sonrasında evimizde oynayacağımız çok önemli ve zorlu Şanlıurfaspor maçı sonrası her şeyi konuşuruz.
Gitmesi gerekenler, transfer yapılmasına ihtiyaç duyulan bölgeler, yönetimin adım atması gerektiği adımlar ve fazlası.
Ama şuan bunun zamanı değil diye düşünüyorum.
Son olarak bu maça gelen, önceki haftalara göre tribünleri dolduran ve maç boyunca susmayan taraftarlarımızı tebrik ediyorum.
Şimdi sıra Marmara’da yaşan hemşerilerimizde.
İstanbul Petrolspora deplasman değil bunu biliyoruz.
Bu maçın telafisi de olabilir buna da inanıyoruz.