Dünyanın en güzel ve en çirkin iki kavramının kesiştiği noktadan yola çıkmak, en güzelin, en çirkini güzelleştirmek için ona yakın olması fikrinden tevellüt etti.
Ortak nokta, tüm duyu organlarına, tüm coğrafi argümanlara ve tüm duygulara derinlemesine etki etmesi, bu etkinin çok uzun süre devam etmesidir.
Atom bombasının teknik verileri bilim adamlarının kayıtlarında sabittir. Saniyenin 1 milyonda biri kadar bir zamanda, yaklaşık 1. 000 milyar kilokalorilik bir enerji açığa çıkarır. Bu enerjinin çıkardığı sıcaklık, birkaç milyon dereceye, basınç, bir milyon atmosfere çıkar.
Patlamadan çıkan ışık, güneş yüzeyindeki ışıktan yüzlerce kat güçlüdür ve on kilometrelerce uzağa kadar etki eder. Yayılan radyasyon serpintilerinin atmosfere karışmasıyla, tüm dünyayı defalarca dolaşır. Yani tüm dünyayı etkisi altına alır. Işığı görenler kör olur, ısıyı hissedenler kömür olur, basıncı duyanlar parçalanır, toz olur…
Bu etki, havaya, suya, toprağa, ağaca, hayvana ve gelecek nesillerin DNA’larına işler…
İşte kardeşlikte böyle bir şeydir. Etki alanı, sirayet etme hızı, ışığı, ısısı, basıncı…
Ama etkileri yıkıcı değil yapıcıdır.
Adamı kör eder ama kardeşinin kusurlarına karşı kör.
Adamı yakar ama kardeşinin sevgisiyle yakar.
Adamı basınç altına alır ama arkadaşının derdinden dolayı kendini basınç altında hisseder.
Havaya, suya, toprağa, ağaca, hayvana ve gelecek nesillerin DNA’larına işler ama mis kokusuyla huzur dolu esintisiyle...
Atmosfere sirayet edip tüm dünyayı dolaşır, yüksek basınçlı kardeşlikler. Paylaşmanın azaltmayıp çoğalttığını, huzurun anahtarının, mutluluğunun kapısının bu olduğunu anlatır.
Dinimizin birçok temel ibadetten önce kardeşliği emretmesi, Peygamberimiz (SAV)’in bu durumu defaatle vurgulaması, bu kavramın önemini arz etmektedir.
Kardeşlik hem hayat verir hemde güç kuvvet verir.
Tıpkı su gibi.
Su, yeşertir, yaşatır, serinletir, yıkar, temizler, sağlık katar, güzellik katar, görsel şölen yaratır…
Ama yeri geldiğinde, koca dağları devirip, tüm gelişmiş teknolojileri yerle yeksan eder!
İşte budur kardeşlik, bir taraftan huzur barış ve kardeşlik diğer taraftan güç kuvvet ve kabiliyet.
Biz Müslümanlar içinse her şeyden önce farziyet.
“Müslümanlar ancak kardeştir” hükmü Ayeti kerime ile sabittir. Onu düşman görmek, rakip görmek, kötülüğünü düşünmek, iteklemek, ötekileştirmek, yalnızlaştırmak, tartaklamak, yoksullaştırmak ve tüm bunlara seyirci kalmak haramdır.
Haram yiyende haramidir!
Sanırım kimse kendine harami denmesini istemez!
Kardeşinin, aç, sefil, mazlum veya zalim olmasınıda.
Huzur ve barışın şifresi kardeşliktir. Yürekten gelen kardeşlik, atom bombası gibi saniyenin milyonda biri kadar kısa sürede tüm duyu organlarına ve duygulara sirayet eder, tüm kölükleri yok eder.
Kardeş olursak, mutluyuz, kardeş olursak güçlüyüz.
Anası babası, hamuru çamuru, eti budu, kanı damarı, dalağı ciğeri, yüreği bileği bir olan insanlar, Kardeş olun, kardeş olun, kardeş olun…
Kardeşliğin ehemmiyetinin ihmal edilmediği, kardeşlik hukuku ve hududunun ihlal edilmediği yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın.