Bir şehrin hafızası, belleği ve kimliği, tarihidir.
Bu nedenle tarihi değerlerimizi her nerede olursa olsun sahiplenmek ve korumak gerekir.
Bu müzede olur, açık alanda olur, yeraltında olur hiç fark etmez, tarihi eserler kıymetli ve değerlidir.
Şehrimiz, kültürel miras açısından son derece değerli ve kıymetlidir.
Hasankeyf, Kozluk Kalesi, Erzen Antik Şehri, Hâllan Çemi, Malabadi Köprüsü, Markiryakos Manastırı ve daha keşfedilmemiş eserler, bir tarih hazinesidir.
Batman'da bulunan Hasankeyf Müzesi ve Batman Şehir Müzesinde 10 binlerce paha biçilmez tarihi eserler bulunuyor.
Bu eserlerin bir kısmı Şanlıurfa Göbekli Tepe’den bile daha eski bir tarihe sahiptir.
Kültürel miras nerede olursa olsun sahiplenmek, tanıtmak ve insanlığın tarihine ışık tutması adına sergilemek gerekir.
Bugüne kadar Batman ve müzesi bu yönü ile ne yazık ki gündeme gelmedi.
Ne zaman Batman Müzesinde 16 adet altın sikke kayboldu, o zaman Batman Müzesinin değeri anlaşıldı.
Kaybolan veya çalınan 16 adet altın sikkenin değeri 10 Milyon Dolar ise düşünün geride kalan yaklaşık 30 bin objenin değeri Allah bilir ne kadardır?
Gerçi şu değer meselesi tartışılır.
Bir uzmana, bilirkişiye sordum, altın olarak grama vurduğunda en fazla ederi 20–25 bin lira’ymış.
Tarihi kıymeti de mevcut eserler içerisinde öyle anlatıldığı kadar da yokmuş.
Yani o on milyon’larca değeri kim, nasıl hesaplamış bulmuş, tartışma konusu.
Ama şu bir gerçek, 16 adet altın sikke, ortada yok.
Bu tarihi eserlerin korunduğu müzede özel bir alan varmış.
Bu özel korunaklı, yetkisi olmayanın giremediği, 7/24 kameralarla izlenen alana sadece arkeolog, sanat tarihçisi ve restorasyon uzmanları, görevi gereği özel izin ve belge ile girebiliyor.
Her bir tarihi eser de mutlaka birilerine zimmetlidir.
Kayıp sikkeler de özel bir kabın içerisinde korunuyormuş.
Sikkelerin tam olarak ne zaman sırra kadem bastığı ise bilinmiyor.
Ancak bu sikkelerin kaybolduğu, Nisan Ayından bu yana Kültür ve Turizm Bakanlığı’na intikal ettirilmiştir.
Yani bizzat müdürlük yetkilileri bu durumu fark eder etmez meseleyi ilgili birimlere bildirmiş.
Elbette yaşananlar üzücü.
Keşke Batman Müzesi böyle olumsuz bir konu ile gündeme gelmeseydi.
Elbette her kim yanlış yapmışsa ortaya çıkarılmalı ve hak ettiği ceza verilmelidir.
Kayıplar bulunmazsa, kime zimmet edilmiş ise o kişilerden tahsil edilecektir.
Ben uzman değilim ama göreceksiniz bu işin uzmanları fiyat ile ilgili bir değerlendirme yaptıklarında ve gerçek değer ortaya çıktığında hepimiz hayal kırıklığına uğrayacağız.
Altınların nerede olduğu ve değerinin ne kadar olduğu, şimdilik bilinmiyor.
Ama altınlar bulunsa da bulunmasa da birkaç gün içerisinde değeri açığa çıkacaktır.
Değerin bu denli abartılması tarihi eser kaçakçıların iştahını kabarttığı gibi, sadece müze çalışanları ve görevlilerini değil, şehrimizi de töhmet altında bırakıyor.
Elbette sonuna kadar bu mesele irdelenmeli, zaten müfettişler ve adli merciler meseleye el atmış, bu iş ferdi mi yapılmış organize bir suç mu, er ya da geç ortaya çıkacaktır.
Ancak fiyatların bu denli abartılması yüzünden nerede bir höyük ve tarihi yapıt varsa, define avcıları tarafından daha fazla tahrip edilecektir.
Ancak bir gerçek daha var ki, görüntüleri ve şekilleri kayıt altında bulunan bu altın sikkeleri, bu saatten sonra tarihi eser olarak pazarlamak da büyük bir risktir.
Bu eserleri kim, ne şekilde ve ne amaçla çalmış veya kaybetmişse bir an önce ‘ben hata yaptım’ diyerek, gelip yerine bırakması en doğrusu olacaktır.