Orta Doğu; tarih boyunca çilelerin çekildiği, savaşların eksik olmadığı bir coğrafyadır. Orta Doğu; kan, gözyaşları ve zulüm diyarıdır. Kerbela’da Yezid’in Hz Hüseyin’i şehit ettiği vahşet ve zulüm, ilk olay değildir. Ondan öncede nice zulümler yaşanmıştır. Doğu Roma İmparatorluğu, Sümerler, Babiller, Hititler, Persler ve Asurlar bu bölgede yaşamıştır. Bu bölgede nice savaşlar yaşanmıştır.
Tüm Semavi Dinlerin Orta Doğu ile ilgili inanışları vardır. Tahrif olan Musevilik inanışına göre Arzı mev’ud (Va'dedilen Topraklar) yani Dicle ile Fırat arası bölge Orta Doğu coğrafyasındadır. Tahrif olan İsevilik inanışına göre Hz. İsa ve Mehdi ahir zamanda bu bölgeye inecek ve insanlığı kurtaracaktır. Evangelist Hıristiyanlara göre Orta doğu’da kaos ve karmaşa çıkacak ve Hz. Mehdi bu bölgeye inecektir. İslam’da bir kısım hadislerde de Orta doğu’da savaşların ve kargaşanın çıkacağı bildirilmektedir. Bu hadislere göre “Hz. İsa Şam’ın doğusundaki beyaz minareye inecektir.” deniliyor. Ayrıca başka bir hadiste ise “Dımeşk yani Şam’ın doğusunda siyah bayraklı bir ordu zuhur edecek. Bu ordu’yu görünce emekleyerek de olsa biat edin.” Deniliyor. Bu hadislerin sahih olup olmadığı konusunda elbette hadis âlimleri karar verir. Ama şu bir gerçek ki, Orta doğu kargaşaya, bölünmeye ve acıya gebe olan bir bölgedir.
Özellikle Evangelistler, Yahudiler ve bir kısım Müslümanlar bu bölgede zorlama bir kargaşa çıkarmak istemektedirler. Evangelist ve Yahudilerin bu Coğrafya ile ilgili hesapları vardır. İngiliz Emperyalistlerin Siyonist İsrail devletini kurdurmaları ile bu Coğrafya fitne yuvası haline gelmiştir. 1948 yılından beri bir gün olsun rahat yüzü görmeyen Filistin toprakları etrafına da huzursuzluğu yaymıştır. İsrail Siyonist Devleti Orta Doğu’da çıban başı konumu ile Dünya’nın bu bölgesini kan gölüne çevirmiştir. Bir bahane ile Irak’a Amerika’nın yerleşmesini sağlayan Siyonist İsrail bir bakıma Amerika’daki eşdeğerleri olan Evangelistler ile işbirliği yapmıştır. Irak’ta o günden bu yana huzursuzluk ve ölüm eksik olmamıştır. Müslümanlar arasına fitne tohumu yerleştiren Evangelistler ve Yahudiler Şii-Sünni çatışmasını körüklemişlerdir. Bir gün Sünni camisini bombalamışlar ertesi gün Şii camisini bombalamışlar. Irak Başbakanı Maliki’nin göreve getirilmesi ile Sünnilerin Şiilere karşı düşmanlığını artırmışlardır. Şii ve Sünnilerin hiç mi kabahati yok diyeceksiniz. Elbette en büyük kabahat onlarındır ki, mezhepçiliği Din’in önünde görmüşlerdir.
Türkiye, Evangelist ve Yahudi planlarına göre Ortadoğu’da en son karıştırılacak bir ülkedir. İran dini lideri Ruhani’nin geçenlerde Türkiye’ye gelip anlaşma yapması, Kuzey Irak Bölgesel yönetiminin Türkiye ile Petrol Anlaşmasını yapması ve Azerbaycan ile yine Enerji anlaşması yapılması; ABD, Almanya, İsrail ve İngiltere gibi Ortadoğu’da Enerjinin kendi kontrollerinde olmasını isteyen emperyalist ülkelerin işlerine gelmemiştir. Dolayısı ile taşeron örgütlerini devreye koyarak Türkiye’ye gözdağı vermişlerdir. Türkiye’nin güçlenmesi ve İstikrar kazanması Emperyalist Ülkelerin işine gelmemekte zira böyle olunca Orta doğu ülkelerinin kendi içlerinde işbirliği oluşmaktadır. Bu da Emperyalist ülkelerin kontrolü kaybetmesine sebep olmaktadır. Dünya’nın yüzde altmış beş petrolüne sahip Coğrafya öyle görünüyor ki, daha çok karışacaktır. Orta doğu insanlarına düşen Emperyalistlerin oyuncağı olmamak için bilinçli olmaktır. Özellikle okuyup piyon olmamak ve ne yapıldığını görmek bugün için herkese düşen bir görev olmuştur.