Alican Atak, ilerleyen yaşına ve engelli olmasına rağmen durmadan çalışan, duyarlı bir acar muhabirdir.
Sokağın nabzını iyi tutuyor.
Halkın içerisinde ve onlardan biri.
Makinesini elinden hiç bırakmıyor.
Kendi yaşadığı zorlukların perspektifinden olaylara bakabiliyor.
Garibanın derdinden en çok o anlıyor.
Yoksulun, fukaranın sesini en çok o duyuyor.
Toplumsal gerçekleri olduğu gibi gözler önüne seriyor.
Lafını sakınmıyor.
Sadece muhabiri olduğu gazetede değil, sosyal medyada da haberciliğini sürdürüyor.
Paylaşımlarının çoğu, manşetlik haber değerinde.
Son paylaşımı tam da manşet olabilecek bir haberdi.
Fotoğraf tam sansasyonel.
Fotoğrafının şehri Batman
Alo Tevşo Pazarı.
Tezgahta mor bir leğen içerisinde etleri soyulmuş kemik.
Kemiklerin kilosu 10-13 TL.
Kemikleri alanlar ise et alamayan yoksullar.
Kemikleri sulu yemeklerin içerisine atarak sulandırıyorlarmış.
Bu fotoğrafı görünce bir süre dondum öylece.
Muhabir Alican Atak’ı aradım, fotoğrafla ilgili bilgi aldım.
Sonra bir kasaba sordum bu kemik hikayesini. O da sadece kasaplarda değil, lokantalarda da çıkan kemiklerin bir süredir satıldığını söyledi.
Leğende duran kemiklere bilgisayar ekranından bir süre baktım.
Haberci olsam nasıl bir manşet atardım diye düşündüm.
“Kemik tezgahta yerini aldı”
“Ete zam, kemiği tezgaha çıkardı ”
“Et zenginin, kemik fakirin”
“Kemik, et ürünlerinin yeni türü oldu”
“Hayat pahalılığı, kemiğe rağbeti artırdı”
Aklıma birçok başlık geldi.
Sonra dondum bu fotoğraf karşısında.
Keşke böyle bir manzara, böyle bir fotoğrafı hiç görmeseydik.
Bir gazeteci değil de duygusal ve kırılgan biri olarak mesele bende daha çok etki bıraktı.
İçim burkuldu.
Aslında bir süre önce büyük bir market önünde benzer bir manzara ile karşılaşmıştım.
Orta yaşlı bir kadın, görevliye market sahibi ile görüşmek istediğini ve akşam yemeği için kemik isteyeceğini söylüyordu.
Bazen marketler önünde dilenciliği meslek edinenler bu tür yollara başvurabiliyorlar.
Bu da bir istismar olabilir diye meseleyi o şekilde kafamda kurgulamıştım.
Alican Atak’ın fotoğrafını görünce o gün yanıldığımı anladım.
Meğerse gerçekten de et alacak kadar parası olmayan mağdurlar, kemiği et tadı versin yemeklerine katıyorlarmış.
Bu fotoğrafa sadece bir gazeteci gözü ile değil, bir insan gözüyle bakılması lazım.
Sadece benim değil, herkesin bu fotoğrafa çok dikkatli bakması, üzülmesi ve düşünmesi gerekir.
Batman’da kemik bile yemeklik ihtiyaç olup satış için tezgâha çıkmışsa, demek ki hayat pahalılığı halkı ciddi manada etkilemiş durumdadır.