Sene başı olması dolayısı ile kiracılar ile mülk sahipleri arasında kira artışı ile ilgili yaşanan anlaşmazlıklar, doruğa çıkmış durumda
Batman’da daire kiraları 5–15 bin lira arasında, iş yeri kiraları ise 50 bine kadar çıktı.
Kiralar uçtu.
Kiracılar neye uğradığını şaşırmış vaziyette.
Kiracı mutsuz.
Mülk sahibi, yeni yapılan yüksek zamlara rağmen aldığı rakamdan memnun değil.
Her iki taraf da yapılan zam oranı ile mağdur edildiğini düşünüyor.
Bir tarafta 15 ile 30 bin lira arasında geliri olan bir emekçi veya esnaf neredeyse maaşının yarısını kiraya ödüyor, diğer tarafta 2 milyon 3- milyon lirasını bir daireye yatıran mülk sahibi de kiradan gelen parayı cüzi bir rakam olarak görüyor.
Banka faizlerinin yıllık % 50 bandına vardığı bir yerde taşınmaza para yatırmak, mantıklı gelmiyor kimseye.
Bir daire parasını bankaya yatıran biri aylık 10–15 bin faiz alabiliyorken, neden kiracı derdi çekeyim diyor.
Çoğunluğun faizi meşru olarak görüldüğü ve faizin bu denli yüksek olduğu yerde, kira geliri de vatandaşı memnun etmiyor.
Yani kira veren de alan da memnun değil.
Geçmişte kiracı da mülk sahibi de birbirlerinden memnundu.
Zam oranları belliydi çünkü.
Ama şimdi hiçbir şey belli değil.
Bir bakıyorsun mülk sahibi süresi gelmeden zam yapmış veya zam oranını %300’ çıkarmış.
Bu tür ekonomik sıkıntılardan dolayı kiracı da mülk sahibi de birbirleri ile ne barışık ne de memnun.
Hiçbir dönem kiracı ile mülk sahipleri arasında bu kadar çok gerilim yaşanmamıştı.
Kiracıya göre verdiği kira onu zorluyor, mülk sahibine göre ise bir yıllık için yapılan zam oranı yılsonu gelmeden yüksek enflasyon nedeni ile eriyip gidiyor.
Kiracılar en az enflasyon düzeyinde artış olmasını kabul ederken, mülk sahipleri ise kiralarını güncelleyerek sıfırdan başlatmak istiyor.
Kira artışı yöntemi üzerinde kiracısı ile anlaşamayacağını düşünen mülk sahipleri ise farklı yöntemlere başvurarak iş yerleri ve evlerini boşaltma yoluna başvuruyor.
Mülk sahipleri kendilerine ait mülkiyetleri boşaltmak için de farklı farklı yollara başvuruyor.
Kimisi dairsini ve işyerini satacağını söylüyor.
Diğer biri, dairesine taşınacağını beyan ediyor.
Oğlu kızı olan varsa ‘oğlumu ya da kızımı evlendireceğim’ diyen oluyor.
Kiracılar da yeni konutu daha uygun bir fiyata bulmanın zor olduğunu düşünerek ev ve işyerinden kolay kolay çıkmıyor.
Kiracılar da kendilerince haklı, mülk sahipleri de kendilerince haklı sayılırlar.
Hayat pahalılığı karşısında herkes şaşırmış durumda.
Her gün zam, her gün zam…
Zamlar ardı ardına yağmur gibi geliyor.
Her yapılan zam, hem kiracıyı hem mülk sahibini etkiliyor.
Etkiledikçe de kiracı ve mülk sahibi arasında gerilim yaşanıyor.
Ne arabulucu ne mahkeme ne de sözleşme, iki tarafı anlaştıramıyor.
Kimse durumdan memnun değil çünkü.
Bu sorudan kaynaklı sık sık kiracı ve ev sahibi, karşı karşıya geliyor.
Bu sorunlar bitecek gibi görünmüyor.
Kiracı ve mülk sahibi arasında sorunu çözecek en nihaiyi kararda insaf ve vicdana başvurmak gerekir.
Ne şiş ne de kebabın yanacağı makul bir rakamda anlaşmaktan başka bir seçenek yok.
Bu süreçte her iki tarafın da birbirini anlaması ve hakkına hukukuna saygı göstermesi gerekir.
Bu işi farklı mecralara çekmek, gerilim yaratmak, maddi ve manevi olarak her iki taraf açısından zarardan başka bir şey sağlamaz.