Kara para nedir?
Nasıl bir şeydir?
Gerçekten kara mıdır?
Görünüyor mu?
Veya gerçekten rengi kara olduğu için görünmüyor mu?
Karanlık işlerden mi elde ediliyor?
Aslında kara paranın anlamı kayıt dışı olması.
Yasa dışı işlerden elde edilen faturalandırılmamış, vergisiz alım ve satışlardan elde edilen haksız kazanç.
Daha amiane tarifi ile kılçıksız para!
Paranın adı konmuş bir kere “kara para” karanlık işlerden elde edilen haksız kazanç.
Yasa dışı bahis, uyuşturucu, rüşvet, kumar ve vurgundan elde edilen nakit, yani sıcak paranın tümüne ‘kara para’ deniyor.
Her dönemde değişik miktarlarda piyasaya sürülen kirli ve kara para ile birlikte bir kaç çete ve organizasyon suç örgütü çökertilir bir süre sonra aynı film yine gösterime girer ve bu böyle hep tekrar eder.
Maalesef az gelişmiş ülkelerin kaderi bu.
Ülkemiz uygar, adil ve demokrat bir ülke haline gelmedikçe bu hep böyle sürüp gider.
Bir kaç hafta önce İyi Parti Milletvekilleri TBMM Başkanlığına “kara para ve vergi kaçakçılığı önleme ve araştırma komisyonu kurulması” yönünde önerge verdi önerge Mecliste kabul edilmedi (!) bu kabul edilmeyecekse Mecliste ne kabul edilecek ki?
Meclis ne işe yarar?
Ben de doğrusu pek anlamadım.
Bu önergeye “RET” oyu veren Milletvekilleri kara para ve vergi kaçakçılığının artmasını mı istiyor? Buna ihtimal vermeyiz ama tablo maalesef iç açıcı değil.
Sayın vekiller bu soru önergesini bir daha gözden geçirmenizi istiyoruz aksi halde kara para aklayanlardan ve vergi kaçıranlardan hesap sorulacağına inancımız kalmaz.
Ülkenin içinde bulunduğu durum ortada.
Kimileri kara para aklar şarkısını besteler, kimileri banka şube müdürü kimliği ile milleti dolandırır. Kimileri ünlü futbolculara para satıp, tefecilik yapar, kimileri fenomenliğe soyunur, cehaletlerini sergiler ve kimileri de tüm bunlara sessiz kalmayı tercih ederek bir kaç günah keçisi seçerek kamuoyunu meşgul eder ve asıl perde arkasında ki baronlara kimse dokunmaz!
Tüm bu olumsuzluğun tek çözümü bağımsız yargıdır.
Bu ülkemizde olmadığı için maalesef bu tür haberleri sürekli duyacağız.
Yargının bile yargılanacak hale geldiği günümüzde eğer bir Başsavcı görev yaptığı Adalet sarayında “rüşvet çarkı var” diye HSK ‘ya feveran ediyorsa bence Dilan Polat, Fatih Terim, Seçil Erzan, Rıza Zarraf, Fadıl Akgündüz, Tosuncuk gibi kişiler bunun yanında çok sönük kalır.
Ezcümle tek çözüm; herkesin kanunlar önünde eşit olması, adil yargılama, savunma hakkının ihlal edilmemesi, hak ve hukuka riayet ile herkesin ihtiyaç duyduğu tarafsız bir adalet.