Evrensel mevzulara ideolojik kılıf giydirme konusunda mahir bir toplumuz! Bizim gibi düşünen katil iyidir, hırsız şirindir, rüşvetçi beceriklidir, sapık çapkındır, namusuz yoktur! Çünkü siz, işlenen çirkin fiili yok saydığınız anda, namus denen kavramı yok saymış oluyorsunuz.
Yok saydığınız bir kavramdan dolayı da birini yoksunlukla suçlamanız, çok anlamlı değildir. Maalesef bu çirkin hali en hayati konularda bile sergiliyoruz. Hepimizin ortak değeri olan çevreyi koruma noktasında gerçeklerle yüzleşmek yerine, ideolojik kavgalar veya körlükler yaşıyoruz. Bir yerde doğa katlediliyorsa, hemen katledenlerin kim olduğuna bakılıyor. Bizdense, susun, çünkü bu insanoğlunun yaşamının devamı için gerekli olan bir süpürme operasyonudur! Zaten kesilen ağaçlarda çok değil hatta kesilenler ağaç değil çalıdır… Şayet kesenler karşı taraftansa, kesilen çalı bile olsa, yapılan katliam, yapanlarsa, katil, hain ve doğa düşmanıdır. Vurun beline, hatta belden aşağısına. Ortam bu kadar kirli olunca da doğanın kirlenmesinin yanında, doğa severler de kirleniyor. Halbuki insanlığımınızında inancımızında temelinde doğayı sevmek ve korumak vardır. Doğaya zarar vermek, insanlığımıza ve inancımıza da zarar verir. Maalesef son demlerde, insanlık ve inanç zayıfladı. Onu ayakta tutan değerlerde zayıfladı. İş öyle olunca da dünyanın manevi havasıyla beraber, ekolojik denge de zayıflamaya başladı. Çünkü İstanbul’da 60 ağaç kesilecekken, 1500 km öteden koşan insanlar, kapılarının önünde kesilen 170 ağaca kör olabiliyorlar. Karşılaştırmak veya basitleştirmek gibi algılanmasın. 1 ağacın bile katledilmesi çok büyük cinayettir. Lakin ağaç fakiri olan bir şehirdeki 170 ağaç İstanbul’da ki 1700 ağaçtan çok daha değerlidir. Birde bu ağaçlara karşı sorumluluğum, 1500 km ötedekinden daha yoğundur. Lakin yok, bunu kesenler bizimkiler. O zaman susun. Üç beş gazeteci, birkaç çevreci konuşur konuşur susar! Bugüne kadar hep öyle olmadı mı? Yaklaşık 15 yıllık belediye yönetiminde acaba HDP’nin ektiği ağaç sayısı söktüğü ağaç sayısının kaç katı? Ya da şöyle soralım, 15 yılda ektiğiniz ağaç sayısı ile 2 yılda kayyumun ektiği ağaç sayısını karşılaştırabilir misiniz? Bu soru canınızı yaktı biliyorum. Ama o kestiğiniz 170 ağaç varya, kepçeyle kafasına kafasına vurduğunuz, sonrada kökünü söktüğünüz, sonra üzerine toprak attığınız ağaç varya…. İşte o ağaç, canımızı çok yaktı! İstanbul gezi parkında ilk saflarda yer alan ideolojik saplantılı arkadaşlar nerede? Yoksa gezide ki ağaçlar komünist, buradakiler hacı hoca mı? Komünizmin temel değerlerinden olan tüm halkların ve tüm ezilmişlerin hakları ilkesini bile yok sayıyorsunuz. Yani siz maalesef gerçek komünist bile değilsiniz. Değil insanları, ağaçları bile ayrıştırıp, ona göre muamelede bulunuyorsunuz. Bu, düpedüz bir katliamdır! Bunu yapanlarla, buna sessiz kalanlar, aynı kategoridedirler. Dindarsa, çakma dindar, komünistse, çakma komünist! Çünkü doğanın katledilmesini, yüce dinimizde, insanlığımızda, gezici vandalların ideolojisi de reddeder! Bizde, 60 ağaç için(!) tüm ülkeyi yakan zihniyetin, 170 ağaç için susmasını reddediyoruz. Bu katliamı reddediyoruz. Evrensel değerlere ideolojik kılıf giydirilmesini reddediyoruz!
Ağaçların ve katillerin dindar veya dinsiz diye kategorize edilmesini de reddediyoruz! Ağaçlarımızın ve geleceğimizin katledilmesini kınıyorum. Tüm halkımızı bu katliama gerekli tepkiyi göstermesini temenni ediyorum. Doğayı katledenlerin insanı katledenlerle aynı muamele ve ceza ile karşılaştıkları yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…