Sosyal medya “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” ön plana çıkartıp kutlama mesajlarıyla donatıp durdu.
Ancak kadınlara duyduğu saygıdan mı?
Haber niteliği yüksek ve rantı pirim yapan bir konu mu?
Aynı medya eğer kadına gerçekten değer vermiş olsaydı.
8 Mart’lar gelir geçer ne de olsa 24 saatlik bir zaman dilimidir.
Diğer günlerde neden medya pas geçiyor.
Devasal ekonomiye sahip dev boyutta şirketler ürünlerini tanıtabilmek Dünyanın dikkatini ürünlerine çekmek için; özellikle de tüketici kitleyi hedef seçerken bir de bakıyorsunuz şuh ve çıplak bir manken yahut Dünya güzelinin boy-boy ve çıplak resimleriyle ürünlerini reklamize ediyorlar.
Üstelik de bunu yapan bu reziller Amazon ormanlarındaki ilkel kabileler, topluluklar değil.
Tam tersine kadın haklarını savunan uygar ve son derece medeni geçinen kalkınmış ülkelere ait firmalar bu kişiliksiz ve kadını yan ürün niteliğinde kullanmaktan da çekinmiyorlar.
Kimyasal maddeler içeren makyaj ürünlerini sektör hale getiren ve kadının hem sağlığı hem de ekonomisine zarar verenler yine bu caniler değiller mi?
Bu gerçeği tam anlamıyla kadınlar anlayabilseler ve bu tuzaklara düşmeseler
Sanırım bu sektörler titanic olurlar dibe vururlar.
Yazık ki kadınlar bilerek veya bilmeyerek onların hedef kitleleri oluyorlar.
En acısı da bu sektörler kar bilânçolarını arttırmak ve satış rekorları kırmak için de yine kadınları figüran ve katalizör rollerle de kullanıyorlar.
Deyim yerindeyse kekliği keklikle avlamak misali.
Peki, kadınlar neden bu tuzaklara düşüyorlar?
Neden hedef kitle kadın?
Bu konu sosyoloji ile psikolojinin hatta Psikiyatrinin kapsam alanına girdiği halde bu bilim dalları neden görevlerini yapıp açıklamalarda bulunmuyorlar?
Bu tuzakları ve kurucularını deşifre etmiyorlar?
Bu nasıl bilim ve bilim adamları?
İşte bu gerçeklerden söz eden yok.
Konuyu açıklayan, tuzakları ve sonuçları meydana gelen sosyal, kültürel ekonomik boyutlarıyla tahribatları kadınlara anlatan kamuoyunu aydınlatanlar yok.
Maddenin ve materyalist akımın ön planda olduğu bu rejimlerde kadının ne önemi olabilir ki onlar için.
***
Ben bir erkek olarak kadınların dünyalarını yaşadıkları zorlukları ve çelişkileri sorunlarını ancak satır başlarıyla ve teğet geçerek tahmin edebilirim tam olarak anlayamam.
Oysa bilim kadınlarımız olayları, çelişkileri ve kadına şiddetten tutun da ekonomiye kadar her tür sosyal haklarını ve hukuki haklarını çok iyi bilirler.
En azından onlar da kadın oldukları için fazlasıyla konuya hâkimdirler.
Peki, onlar neden suskun?
Erkeklerin dominant olduğu bu gezegende kadınlar nasıl?
Ne zaman ve nasıl?
Haklarına sahip olabilir sizce basit bir konu mu?
Kayda değer değil mi?
Sonuca gidebilmek için neden siyasi iktidarlar ciddi-ciddi bu fevkalade konuyu bilimsel olarak irdeleyip ele almıyorlar sorgulamak lazım.
Kadınlar konusunda alt doğrulara ve gerçek olumlu sonuçlara varmak lazım.
İşin edebiyatını yapmak konuyu depolitize etmek kadına yapılan en büyük haksızlıktır.
Bayan parlamenterlerin dünyada birlikte hareket etmeleri ve önemli dayanışma içinde olmaları çok güzel ve yararlı sonuçların elde edilebileceğinden son derece eminim.
Ancak şu gerçeğe de dokunmadan geçemeyeceğim bu önemli konuyla ilgili yapmış olduğum 20–25 yıllık araştırmalarımın sonucunda da anladım ki kadına en fazla değer veren sistem, bilim akla ne gelirse hiç biri İslam dininin verdiği kadar değer vermiyor.
Ama lütfen dikkat edin “İslam Dini” diyorum.
Hurafeler cahil hacı hocaların atıp tuttuklarını es geçiyorum.
İsteyen bu konuyu kutsal kitabımız olan Kur’an-ı Kerimi inceleyerek araştırıp değerlendirebilir.
Bana İrlanda’dan misafir olarak gelen bir kız arkadaşımın, kendisine hediye etmiş olduğum İngilizce meal’li bir Kur’an-i Kerimi okuyup Müslüman olmak istediğini şiddetle ısrar nedenini sormuştum.
Bunun üzerine İslamın kadına verdiği haklar ve değerlerden ötürü diye cevap vermişti.
İrlanda Dublin’de Onu Süleymaniye Müftülüğüne götürdük.
Helen Evelyn Conroy ismindeki arkadaşım Hatice ismini alarak Müslüman oldu.
Yıl 1983 idi. An itibariyle İrlanda Dublin’de halen yaşamını Müslüman’ca ihlâslı bir edayla devam etmektedir.
Konu kadın olunca ister istemez bu şahit olduğum hatıramı nakletmek durumunda kaldım.
Ne gariptir ki bu konuya sosyalist ve ateist arkadaşlarımda şahittirler zira konuyu baştan sona kadar izlemişlerdi hepsi hayattadırlar ve aramızda yaşıyorlar.
Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batmanlılar ve değerli SONSÖZ okurlarımız