Bu siyasiler bu kafayla böyle yönetmeye devam ederlerse bu krizler bilmem ki biter mi?
Bu günlerde Türkiye-Rusya krizi yarın veya ileriki zamanlarda Türkiye- x Krizi ve bu krizlerin ardı arkası devam ederse ben buna şaşırmam neden mi?
Yol haritamız, hedeflerimiz, yaptıklarımız ile yap(a)madıklarımız bilimsel ve belli bir plan proje dahilinde olmuyorsa, olmayacaksa biz daha çok krizler yaşarsak dahili ve harici krizler alışmaktan, kabullenmekten başka bir seçenek kalıyor mu?
Ekonomik kriz, siyasi kriz, hukuki kriz, eğitimde kriz, paralel kriz, yönetimde kriz, kriz, kriz, kriz böyle mi olmalıydı?
Akademisyenler kendi bilim dallarında yapıcı onarıcı rehber niteliğinde eleştiriler yapıyorlar hiç de art niyetli olmaksızın bir de bakıyoruz ki adamlar tutuklanmış neye uğradıklarına şaşırıyorlar niçin tutuklandıklarının farkında bile değiller suçları doğruları konuşmak mı? Eleştiri mi? Tezlerini çürütemeyenler bedenlerini hapislerde çürütüyorlar.
Gazeteciler görevleri gereği yazıp çiziyorlar belgeliyorlar iletişim ve basında özgürlüğü demokrasiyi hak getire doğru içeri atılıyorlar sonra da çıkıp Milletvekili oluyorlar.
Mustafa Balbay’da olduğu gibi. Bu tür örnekleri yazmak, çoğaltmak o kadar kolay ki tüm Dünya alem biliyor. Ne hikmetse bilmesi gerekenler bilmiyor bilmek istemiyorlar.
Haklı kim? Suçlu kim? Bu ayırım hakkıyla bilen var mı? Milli irade arkamda, desteklerini almışım. Astığım astık, dediğim dedik zihniyeti ve davranış stiliyle Devlet idare edilebilir mi? Edilirse işte böyle krizlerle edilir.
Alkolik Ruslar haklılar mı? Şüphesiz ki değiller. Ama it’e dolaşmaktansa çalıyı dolaşmak atasözü gereğince işi kriz haline getirtmeden hal etmek, yönetmek en az tahribatla atlatmak Milli çıkarların faydası açısından daha iyi olmaz mıydı?
Peygamber kılıcını çekti mi sonuca gitmeden bir daha da kınına koymaz derler.
Krize sebep olan eylemden sonra eylemin arkasında onurlu dik ve cesurca durmamak, görüşme talep etmek daha mı iyi olur? Böylemi olmalı yönetmek demeden, yazmadan geçemiyorum.
Uygar olmak, sosyal olmak, savaşlardan krizlerden uzak olup medeni, çalışkan eğiten seviyeli ve bilgili üretken bir toplum oluşturmak zor mu? Olamaz mı? Örnekleri yok mu? Maceraya sürüklenmenin, kahraman rollere bürünmenin Ülkeye faydası ne? Kim karlı? Kim zararlı çıkar? Hayati önem arz eden ve ince diplomasi gerektiren fevkalade önemli olan bu kararlar daha aklıselim bir şekilde verilemez mi?
Alman hayranı Enver Paşa macerasından ders almadık mı? Allah-u Ekber dağlarında ki yüz binlerce şehidin üzerinden asırlar geçmedi ki yakın bir tarih yapılan o büyük gaflet nelere nelere mal oldu bunu bilmek gerekmiyor mu?
Bu milletin beklentisi, ihtiyacı, isteği kan, savaş, kaos, kriz değil ki.
Bir devlet büyüğü “Devlet Yönetiyoruz Market değil!” demişti. Bu Türkiye- Rusya krizi suni mi? Doğal mı? Tuzak mı? Her ne olursa olsun oltaya gelmemek yem olmamak krizlere ve bu durumlara düşmemek asıl Devlet yönetmek demek anlamını daha güzel ifade etmez miydi?
Diyelim bu bir proje, bir tuzak yapay bir olgu ve tahrik arkasında çok daha korkunç plan ve programlarla dolu sinsi bir oyun var hemen oltaya takılması mı iyi olur yoksa yapılması gereken son derece akıllı, başarılı bir diplomasiyle oyuna gelmemesi mi? Daha iyi düşünmek odaklanmak gerek diye düşünüyorum.
Uzun yıllardır köşe yazdığım “Gazete İstanbul”da mealen bu anlamda da makale yazdım facebook’ta paylaşacağım çünkü hepimizi ilgilendiren oldukça önemli bir konudur.
Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batman Sonsöz okurları.