Gündem seçim sonrası siyasi partiler ve kurulması beklenen hükümet. Öyle anlaşılıyor ki istikrar için iş yapacak kamplaştırmayan adil bir hükümete ve icraatlarına ihtiyaç var. Eli kulağında kuruldu kurulacak derken kuruldu bile.
Bu seçimler cumhuriyet tarihinde alışagelmiş, geçmiş seçimlerden çok daha fazla kritik ve anlamlı oldu. Ancak anlam çok tartışma götüren bir anlam.
İleri demokrasiye geçmek için Türkiye modern, demokratik insan haklarına saygılı, eşitlik olmazsa olmazı olan ilkeli ve herkesi kucaklayan militarist bir özden olabildiğince uzak bir anayasaya şiddetle ihtiyacı var.
Çözüm süreci devam edecek mi?
AKP iktidarı bu süreci başarabilecek mi?
Zira Kandil’in söylemleri ile İmralı’nın direktifleri ve Demirtaş’ın durdukları noktada ve bir takım tutarsızlıklar var. Bu konu çok net değil, berrak hiç değil.
Kamuoyu gereğince bilgilendirilmiyor. Bu da hükümetin handikabı olmalı.
Mevcut siyasi partiler ile liderleri, inanın geçmişte beğenmeyip eleştirdiklerimizi aratır durumdalar.
Sayın Kılıçdaroğlu tutarlı davranmıyor, davranış bozukluğu sergiliyor.
İktidara talip olması oldukça doğaldı. Ancak almış olduğu oy oranı gereğince derhal istifa etmeliydi. % 35’le gelemezsem istifa ederim demesi son derece amatörce bir duruştu. Seçmen kaleciyi ters köşeye yatırmayı seviyor. Yatırdı da nitekim.
İster misiniz özellikle bu söyleminden ötürü oy kaybına uğramış olsun. Mağduru oynama senaryosu AKP’den alıntı bir senaryo onu da yüzlerine gözlerine bulaştırdılar.
CHP irtifa ve oy kaybına uğradı.
Bendeniz Kılıçdaroğlu’nu da artık emanetçi olarak görmeye başladım. Duruş ve davranışları siyasetin hakkını gerektiği gibi veremediğini CHP’yi taşıyamadı hatta genel başkan koltuğunu hiç dolduramadı. Rahmetli İsmet İnönü, Ecevit ve Baykal’la kıyaslandığında, çömez kalıyor ki seçmen de bunu görmüş olmalı ki gereken oyları ona vermedi galiba gitmesi gerektiğinin kendisi de farkında.
Hükümetin programında ekonomi hamleleri hak getire. Üretime yönelik üreten toplum modeline halen geçilemedi. Genç işsizlere iş bulunamıyor, bu sorun büyüyor.
Sosyal bir yaraya dönüşecek, sanayi’de sınıfta kalındı. Mutlak surette sağlıklı adımlar atmak gerekir. Sanayi yabana atılacak bir konu değil. Kalkınmanın beynidir.
Eğitim allak bullak. Ülkenin acil ihtiyaçları ve rehabilite edilmesi gereken önemli konulara bakıldığında neye el atsanız elinizde kalıyor.
Mevsim kış ortalık kara-kış, siyaset üşütüyor, siyasiler üzüyor seçmen ve Türkiye bu cambazları hak etmiyor.
Bunlardan daha iyilerini, dürüstlerini, çalışkan ve adil olanları dürbünle gözlemliyoruz belki daha iyi olur ümidiyle avunup duruyoruz. Bu üzüntümüz ve avuntumuz yanımıza kâr kaldı 1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra.
İşte kirli siyaset bu ülkeyi ve bu halkı bu psikolojiye soktu çık işin içinden çıkabilirsen. Komşu ülkeler; Irak, Yunanistan, Suriye ile dost ülkeler Libya, Mısır’la ne halde geldik.
Sıfır problem, sıfır dostluğa dönüştü. Ekonomik olarak büyük kayıplar içindeyiz, aleyhimize ve tarihe çok kötü notlar düşürüldü.
Rahmetli Kaddafi’nin öldürülmesinde direk, indirek rolü olanlar bu vebalin altından kalkabilecekler mi?
Yakın gelecek tarih ve aklıselim kamuoyu belki bir gün hesabını hukuk çerçevesi içinde sorar.
Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batman Sonsöz okurlarımız.