Kur’an anlaşılan, Allah’ın mesajıdır. İlk emri seni yaratan Rabbinin adıyla oku. Kur’an-ı kalbimize, fikrimize indirmeden okursak O’nun değerini idrak edemeyiz. Kendi anlayışımıza göre Kur’an-a yaklaşmak , Kur’an-ı anlaşılmaz hale getirmektir. Kur’an-ı anlamak için Kur’an-ı kendisinden öğrenmeliyiz. Bunun için Kur’an: elde, dilde , gönülde ve hayatımızda olmalıdır. Kur’an-ı anlamak ve Kur’an-a göre yaşamak, iman edenin hayatındaki en büyük amaçtır. Dünyadaki hiçbir şey, Kur’an-ı okuyup, anlayıp, hayatına uygulamaktan daha önemli olamaz. Kur’an-ı Kerimi anlamak: salih/olumlu ameller gerçekleştirme kurallarını, hükümlerini öğrenerek içselleştirmektir. Hayatı Kur’an-laştırmaktır.
Kur’an-ı anlayarak okuyan, ayetlerini tefekkür ederek, düşünerek, kendine nakşeder. Hayatının mana ve maksadını Kur’an oluşturur. Kur’an-ı anlayarak okumak, kendini okumaktır. Kur’an bize ne kadar etki ediyor? Bunun analizini yaparak Kur’an-ı anladığımızın farkına varırız. Kur’an: devamlı okunan demektir. Kur’an-ın mana ve maksadını anlayarak okumak, kendimizi ve tabiatı da okumaktır. Kur’an-ı bize vahiy eden Allah: Kur’an-ı tertil ile okumamızı emretmiştir.(İsra suresi;106.ayet) Kur’an okumanın ortamı, kendin ve Rabbimle birlikte olduğun an. En az on ayeti anlayarak okuyan gafletten kurtulur. Yüz ayet okuyan takvaya erişir.
Kur’an-a nasıl yaklaşırsan onun karşılığını görürsün. Özne veya nesne muamelesine göre okuyan onun karşılığını alır. Kalbimize, benliğimize, hayatımıza Kur’an-ı anlayarak indirmek, özneleştirmektir. Aksine davranış, Kur’an-ı anlamadan okumak, hayatımızdan dışlamaktır. Bu günün toplumunun hali Kur’an-ı nesneleştirmiştir. Furkan suresi;30. ayet toplumun halini ifade ediyor. ‘’ Ve ( o gün) Resul diyecek ki; Ya Rabbi! Benim toplumum bu Kur’an-ı yalnızlığa mahkum etti.’’ Anlayamadığı için uzaklaştı. Kendinden uzak tuttu, Anlamayıp makamı namesiyle oyalandı, sonunda perişan duruma düştü. Allah’ın Resulü Muhammed şöyle buyurdu: Bir zaman gelecek, Kur’an-ı okuyacaklar, fakat Kur’an gırtlaklarından inmeyecek. Kur’an-ı anlamadan okudukları için de onlar, okun avı delip avdan çıktığı gibi dinden çıkacaklar.(Buhari; enbiya-6) İçinde Kur’an-dan bir şey olmayan kimse yıkılmaya yüz tutmuş ev gibidir.
Kur’an: eşyayı birbirine yaklaştırarak aradaki bağı keşfetmek manasına gelir. Bilgiyi elde etmek üretmek ve iletme sürecinin tümünü ifade eder. Kur’an-ı anlayarak okumada budur. Kur’an okumanın tüm olumlu anlamıyla dolu olan bir hitap demektir. Allah; Kur’an-la amel edip, hayatlarını Kur’an-a göre tanzim eden toplumları yükseltir. Anlamayıp sırtını çevirenleri alçaltır. Şirk koşanların özellikle Kur’an-ın anlaşılmasını engellemeyi hedefledikleri Fussilet;26 ayette vurgulanmıştır.’’ İnkar edenler diyorlar ki: sakın şu Kur’an-ı dinlemeyin.( Başkasının dinlemesine de izin vermeyin! Çünkü onu duyan etkisin de kalıp bir anda değişiveriyor. Bunun için, din adına uydurulmuş bidat ve hurafelerle, ilgi çekici menkıbelerle, hikayelerle müminleri oyalayıp uyutmaya çalışın. Bunun yanı sıra insanları cinsellik, içki, uyuşturucu, kumar ve çılgın eğlencelerle oyalayın. İslam ve Müslüman aleyhine yıkıcı propagandalar yapın. Basın-yayını kullanarak Kur’an tebliğcilerini susturmak için her türlü ) Yaygarayı koparın. Ancak bu şekilde Müslümanlara üstün gelebilirsiniz!’’
Kur’an-ın anlamsız hale getirilmesi; Kur’an-ın elde olduğu halde, hayattan dışlanmak. Tıpkı şu ayette ifade edildiği gibi. ‘’ Tevrat’ı taşıma sorumluluğu kendilerine verilip te, sorumluluğun gereğini yerine getirmeyenlerin durumu, kitap yüklü eşeğin durumu gibidir. Allah’ın ayetlerini yalanlayan toplumun temsil ettiği şey ne kötüdür! Ve Allah zalim bir topluma rehberliğini bahşetmez.’’(Cuma suresi;5.ayet) Bu ayetin muhatapları Kur’an-ı nesneleştirerek anlaşılmaz hale getirenlerdir. Nesneleştirme dört aşamada oluşur. 1- Anlama değer verilip üretilmeyince tüketilir. 2-Tüketilen anlamdan doğan açık söz yüceltilerek kapatılır. 3-Yükseltilen söz anlamının konusu olmaktan çıkıp, anlamsız bir nesne haline dönüşür. 4- Nesneleşen söz ise mukaddes ölü metin haline getirilir. Günümüzde Kur’an-a maksadı dışında değerler verilerek, Mushaf şekline getirilerek yüceltildi. . Dokunulmaz hale getirildi. Kur’an-ı anlamayanların durumunun ifadesi.
Kur’an-ın konusu insan, ana fikri hakka davet, amacı hidayettir. Kur’an-ı anlamak için onu tarafsız düşünce ile okumak gerekir. Sadece anlamak gayesiyle Kur’an-a yaklaşmalıdır. Kendi ön yargılarıyla Kur’an-a yaklaşanlar satır aralarında kendi düşüncelerini okurlar. Bu nedenle Kur’an-ın vermek istediği mesajı kavrayamazlar. Kur’an-ı Kerim tüm insanları hak yola davet ve hidayetlerini sağlamak için gönderilmiştir. Kur’an-ı anlamak düşünmektir. Bunu için ‘’ Ey örtüsüne bürünen( kendi kabuğuna çekilen Nebi! Rabbin yolunda harekete geçmenin zamanı geldi işte bunun ilk adımı.’’ Kalk gecenin ilerleyen vaktinde (Kur’an okuyarak, ayetler üzerinde tefekkür ederek! Rabbini an!’’ ‘’ Gece yarısı, ondan biraz eksilt.’’ ‘’ Ve ya biraz ilave et; ve oku Kur’an-ı sindire sindire’’(Müzzemmil suresi;1-4.ayetler.)Yüce Rabbimiz; Kur’an-ı okumanın ve anlamanın ortamını bize bildiriyor.