Adı Müslüman, davası İslam olan her fert ve topluluğun ortak paydası Kur’andır!
Tarz, tavır, hal ve ahval değişiklikleri olsa bile hepsi tek noktada, Kur’an çizgisinde birleşirler.
Eğer birleşmiyorlarsa, ortada ciddi bir sıkıntı var demektir.
Haşa, Kur’anda bir sıkıntı olmadığına eminiz, o zaman ya adımızda yada davamız da bir sıkıntı var.
Biz kendi kendimizi kandırıyoruz.
Müslüman’ız deyip, Müslüman gibi yaşamayarak Müslümanlara zarar veriyor, davamız İslam deyip, İslam için çalışmayarak İslam’a zarar veriyoruz
Aslında komünistim diyenlerde yeri geldiğinde faşistliğin dibine vuruyorlar da o başka bir yazı konusu.
Geçtiğimiz hafta Afganistan’ın Kunduz Eyaletinde bir medresede düzenlenen hafızlık mezuniyet törenine, bombalı saldırı düzenlendi.
Çoğunluğu, hafız çocuklardan oluşan 100 kişi can verdi.
Uçaklarla saldırı düzenlenen yer bir medrese yani ibadethane!
Saldırı düzenlenen etkinlik ise hafızlık merasimi!
Yani Kuran’ı hatmedenlerin diplomalarını alacağı etkinlik!
Ölenlerinse hepsi sivil, çoğu çocuk ve hafız…
Burada ölenler hangi dinden olursa olsun, saldırıya uğrayan mabed hangi dinin mabedi olursa olsun, bahse konu kitap hangi semavi kitap olursa olsun, bu yaşanan vahşettir ve en üst perdeden tepki göstermek gerekir.
Lakin bu kişiler gayri Müslim olsaydı, dünya ayağa kalkardı.
Örnekler mevcut, Fransa’da bir saldırı da 12 kişi ölünce, neredeyse tüm dünya liderleri(Müslüman olanlar dahil) gidip orada yürümüş, haftalarca konu irdelenmişti.
Burada ise durum farklı, burada can verenler Müslüman ve tek yaptıkları Kur’an okumaktı. Fransa’da ki gibi kimsenin dinine ve değerlerine de saldırıda bulunmamışlardı.
Ama bombalarla katledildiler.
Gözyaşlarıyla gömüldüler ve kimse tarafından anılmadılar…
Gâvurların sessizliğini anlıyorum, birileri kıvırmaya çalışsa da yüce Yaradan net olarak söylüyor, “Yahudiler ve Hristiyanlar, siz onlardan olmadıkça asla sizden memnun olmazlar(bakara 120)”.
Peki ya Müslümanlar, onlar niye susuyorlar?
Temel ilke, “bir münker gördüğümüz de elimizle, gücümüz yetmiyorsa dilimizle, onada yetmiyorsa buğz etmek” değil miydi?
Ne oldu da buğz etmekten bile korkar hale geldik?
Kimse konuşmadı, kimse yazmadı, kimse mırıldanmadı…
Üzerinden bir hafta geçmesine rağmen hiçbir cemaat, cemiyet, tarikat ve İslam adını kullanan STK’da bir hareket olmayınca, olaya öncülük edelim dedik.
Kur’ana yapılan saldırıya, Kur’anla cevap verecektik.
Büyük şeytanı ve ona uşaklık yapanları lanetleyecektik.
Sonra da şehrin en işlek caddesinin kenarına oturup, topluca, "zalimlerin en korktuğu eylemi" yapacaktık!
Kur’an okuyacaktık…
Çok şükür, çok yürekli bir toplulukla birlikte bunu yaptık!
Hiçbir parti, cemaat veya topluluk adına değil, İslam ve Kur’an adına bunu yaptık.
Ama maalesef, yeri geldiğinde İslam ve Kuran’dan bahseden birçok abimiz, üstadımız, büyüğümüz, meydan da yoktu!
İşin kötü yanı, bunların geçerli bir bahanesi de yoktu!
Dava Kur’an olunca, öne sürülebilecek[ŞT1] hangi bahane geçerli olabilir ki?
Kuran ile aranıza hangi bahane sığdırılabilir ki?
Sizi Kuran’ı savunmaktan hangi geçerli sebep alıkoyabilir ki?
Birilerinden mi korktunuz?
Yağmur mu yağıyordu?
Bizi mi beğenmediniz?
İşiniz mi vardı?
Utandınız mı?
Utanmak güzel bir haslettir.
Allah’tan ve onun Resul’ünden utanmak gerek. Onun bize verdiği emanete sahip çıkmadığımız için utanmak gerekir.
Oturup ağlamak, yüzümüze karalar çalmak, toplumdan soyutlanmak gerekir…
Şayet Kur’anımıza sahip çıkamıyorsak ve türlü bahanelerle bundan kaçıyorsak, tüh olsun bize!
Zaten biz Kur’anı savunsak, her birimiz yerimizden “büyük şeytan Amerika” diye bağırsak, inanın kimse Kur’ana ve onun yarenlerine bomba atma cesareti gösteremezdi.
Biz korktuğumuz ve birbirimizle uğraştığımız için onlar korkmuyorlar.
Onlar bizim ses etmeyeceğimiz bildikleri için pervasızlar, korkusuzlar ve vicdansızlar…
Yani anlayacağınız, Afganistan’da Türkistan’da Mısır’da Guta’da Filistin’de ve daha sayamayacağımız birçok yerde şehit olan kardeşlerimizin katili biziz!
Kunduz’da kan bulaşan Kuran’ın müsebbibi biziz!
Kişisel kavgalarımızı, menfaatlerimizi, fikirlerimizi ana davamızın önüne geçiren, Kuran ile aramıza set eden biziz!
Kur’ana saldırı düzenlenen bir dünyada Müslümanların sessizce yaşamasının zilletin en alt seviyesi olduğunun bilinmesi dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…