Öyle bir uçurum hiçbir zaman olmadı!
Ama ilk defa buna yönelik ciddi sinyaller verilmeye başlandı.
Yüzyıllardır verilen nifak çabaları sanki meyveye durdu gibi!
Yüzyılın başında İngilizlerin bütün şeytani zekâsına rağmen ayrışmayan, yüzyılın sonunda PKK’nın ve devlet içerisindeki işbirlikçilerinin koordineli çalışmalarına rağmen ciddi bir direnç gösteren Kürt Türk kardeşliği, yaşanan son siyasi olaylardan sonra bir buhran yaşıyor!
İlk defa, Kürt ve Türk diye bir ayrımı aklının ucundan geçirmeyen Kürt ve Türkler, bu kavramlar üzerinden birbirilerini suçluyorlar!
Buda Peygamberimiz (SAV)’in veda hutbesinde üzerinde hususiyetle durduğu tehlikelerden birinin hortlaması anlamı taşıyor!
Şuana kadar “Kürt sorunu” diye tabir edilen ve PKK ile devlet arasında yaşanan ve tüm bölge halkının buna meze edildiği süreç, asla bir Türk Kürt kavgası veya ayrışması değildi.
Çünkü PKK hiçbir zaman bir Kürt partisi olamadı.
Kültürü, duruşu, ideolojisi ve olaylara yaklaşımıyla klasik Kürt kimliğinin çok uzağındaydı ve uyguladığı politikalarla da en çok Kürtlere zarar verdi.
PKK’nın Kürtlerden bu kadar destek görmesinin (geçmişte) sebebiyse, devletin halkına zulmederek adeta onları PKK’nın kucağına itmesiydi.
Barzani’deyse durum farklı...
O gerçekten bir Kürt ve o kimliği temsil ediyor.
Dili, dini, kültürü, duruşu ve ödediği bedellerle tam bir Kürt...
Bu Kürt’te tıpkı ataları gibi hiçbir zaman Anadolu insanına ihanet etmedi her zaman iyi ilişkiler içerisinde oldu.
Buda PKK’nın dışında kalan Kürtlerin ona karşı sempati duymasına vesile oldu.
Aslın da Türkiye’nin de hiçbir zaman Barzani ile ciddi bir problemi olmadı.
İran veya ABD güdümünde ki bir yönetimle (İbadi-Maliki) muhatap olmak yerine, bağımsız veya federatif bir Barzani’yle muhatap olmak daha çok işine gelir.
Ama işin içinde muhtemelen görünenin dışında bir şey var!
Devlet aklı olaya bu kadar basit bir çerçeveden bakamaz!
Sırf Kürt fobisi veya milliyetçilik duygusuyla yüzyıllardır dost olduğu, büyük ticaret anlaşmaları yaptığı bir partnere böyle bodoslama bir dalış olamaz!
Acaba devlet gerçekten kurulacak devlette, Barzani yerine uydu bir yönetimle muhatap olacağını mı düşünüyor?
Yoksa Barzani ile anlaştı da önce kriz sonra da krizi fırsata çevirecek hamleler mi planlandı?
Bilmiyorum kafama oturmayan şeyler var ama şu net!
Birilerinin oluşturmaya çalıştığı Kürt-Türk ayrışması ciddi anlamda yol alıyor!
Irkçılığın lanetlendiğine iman eden Müslüman Kürtler ve Müslüman Türkler sırf milliyetleri için birilerini savunup, diğerlerini sert bir şekilde eleştiriyorlar!
Bence en büyük tehlike bu!
Bu durumun acilen çözülmesi gerekir!
Eğer bu algıyı bizim devlet bilinçli oluşturuyorsa, onu uyarıyoruz.
Lambalar sarıdan kırmızıya doğru bir seyir halinde!
Yok, eğer yüzyıllardır bu kavgayı çıkarmanın peşinde olanların oyunlarının meyvesiyse, durum daha da vahim!
Dışarıya çıkarken sırtımızda başkasının kaşıyacağı bir yara bırakmamalıyız.
O yarayı acilen tedavi etmeli, bu tehlikeli rüzgarı hemen kontrol altına alıp aklı selimi hakim kılmalıyız.
Müslüman adamın, Kürt Türk diye bir derdi olmaz!
İnsan ve İslam diye bir derdi olur!
Lütfen insanları ifsat edecek politikalardan uzak durun!
Sebebe takılmıyorum ama sonuç ciddi manada tehlikeler içeriyor!
Müslümanların fabrika ayarlarına döndüğü aydınlık yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın...