?>

Linç politikası!

Ercan Atay

10 ay önce

Az gelişmiş ülkelerde, dar kalıplar içinde yer alan, kabuğunu kıramayan toplumlarda linç politikaları her zaman prim yapmıştır. Bunun çok kapsamlı nedenleri vardır.

Öncelikle eğitimsizlik, cehalet, bütünsel ve körü körüne inanış, sürü psikolojisi, çekememezlik, kıskançlık, kolay inanış ve her şeyden önemlisi bile-bile suçlu imiş gibi bakmak ve bu yönde algı yaratmak.

Bu çok kişinin başına gelmiştir. Toplumun acımasızlığı bu olsa gerek. Bunu 15 Temmuz darbesinde çok şahane bir şekilde yaşadık.
Adamım hiç bir suçu yok “valla biz bunu böyle bilmiyorduk, meğer neymiş…” İşte bu tamamen yargısız infaz… Ön Yargı… Güç acımasız bir biçimde ezer toplum da güçlüden yana tavır alınca linç kaçınılmaz olur.
Dünün kahramanları hain, hainler ise bir anda kahraman olabilir. 

***

Hafta sonu gerçekleşen Petrolspor-Anadolu Üniversitesi maçında taraftarlar tribününde tamamen tesadüfen yan yana gelen iki Belediye Başkan adayının fotoğrafı tartışma konusu oldu.
Akabinde meçhul bir bildiri sonrasında DEM Parti tepesinden “bir fotoğraf her şeyi anlatıyor.” açıklaması… 

Siyaset gerçekten çok ilginç.

Daha düne kadar ‘Mehdi Öztüzün’ isminden kimse bahsetmez iken bugün aday olduğu için herkes bir yerinden çekiştiriyor. Tribünde herkes bir araya gelebilir bunu mesele haline getirmek akla mantığa sığmıyor.

TBMM çatısı altında zıt kutupta ki parti liderleri veya milletvekilleri bir araya gelmiyor mu?

Meclis Genel Kurulunda el sıkışmıyorlar mı?

Hadi bunu da mesele yapın.

Ezilmiş, kültürel hakları elinden alınmış, dili dahi inkara uğramış bir halkı temsil eden partinin diğer partilerden farkı olmalı. Ön yargılı olup, yargısız infaza kalkışmamalı. Eleştirdiği uygulamaları kendisinin yapması DEM Partiyi diğer partiler sınıfına koyar ki bu hiç de yakışık almaz. Adaleti, eşitliği savunan ve mazlumun yanında yer almaya yemin etmiş bir misyonun kolay adam harcaması linç politikalarına zemin oluşturması farklılığını ortadan kaldırabilir ve sistemin içinde diğer partilere benzemeye başlar. Aman bu yanlışı yapmayalım en azından farkındalığınızı kadim eyleyin ki halk size daha çok güvensin.

 ***

 Halkın teveccühünü kazanmış bir adayla uğraşan güçlerin herkes farkında. Omurgalı olanlarla uğraşıldığı kadar günün adamları ile uğraşılsa idi bugün kimlik realitesi daha güçlü olurdu. Bedel ödeyenlerin anısına saygı adına halkın derinleşen kaygılarını ne olur anlayın. Önce halkın gücü test edildi, seçim yapıldı ardından siyasi manevralarla aday değişiklikleri ve ikna çabaları ardından fotoğraf meselesi.
Uzaktan hep yadırgadığımız kirli siyaset birilerinin ekmeğine yağ sürüyor.

Peki, burada kazanan ve kaybeden kim oluyor?

Dün baş tacı yaptığımız veya ithal ettiğimiz ısmarlama siyaset adamları nerede?

Neden bu halkla birlikte değiller. Halkıyla her zaman birlikte olanların lince uğratılması siyasetin doğasında olsa da nice acılar çekmiş onurlu bir halkı temsil eden bir partin felsefesi buna asla izin vermemelidir.
Mazlumların partisi mazlumların yanında olmalıdır. Direnmek ve direniş arasındaki ince çizgi ne kadar hassas ise özgürlük ile demokrasi arasında ki çizgi de o kadar hassas ve narindir. Bu kırılmaların yaşanmaması üst akıl gerektirir. Bu kaybolursa tılsım da bozulur.

50 yıldır gelinen noktaya baktığımızda kazanılan ve kaybedilenlerin neler olduğu az çok görülebilmektedir. Kazanımların tümü birlik ve beraberlikten, kaybedilen değerlerin tamama ise bireysel hatalar zincirinden kaynaklandığı unutulmamalıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI