İhtiyaç duyduğumuzda ağzımıza aldığımız yemeğin hacmine lokma denir.
Lokmanın boyutu; kişinin yemek biçimine göre şekillenir. Kimisi lokmayı küçük; kimisi de lokmayı büyük yapar, hazm ede ede, sindire sindire ve iştahla yer.
Ancak büyük lokma her zaman faydalı değil bazen zararlı olabilir. Doktorlar küçük lokmaları tavsiye edebilir.
Bazan de şartlar insanı küçük lokmaya mahkûm eder.
Elde avuçta bir şey yoksa, imkânları dikkatlice kullanma zorunluluğu hasıl olur.
Yokluk, açlığa mahkum olma ve fizyolojik ihtiyacı uzun süre karşılayamama endişesi kişileri lokmaları küçültmek zorunda bırakabilir.
Geçenlerde bir markette alış yapıyordum. Ödeme için kasaya geldiğimde kasiyer önümdeki bayanın aldıklarını hesaplayıp tutarı söyleyince bayan dona kaldı.
Her zaman aldıklarını almıştı, üstelik fazladan parada yanında vardı.
Ancak meblağ tahmin edemediği kadar fazla olmuştu. Kasiyere dönerek "Şunu çıkar, şunu çıkar..." daha önce mutfak için aldıklarının yarısından fazlasını iade etmeye başladı.
İşlem uzayınca yandaki kasaya yöneldim. Baktım orada ki manzara da aynıydı. Toplam fiyat fazla tutmuştu. Bayan kredi kartının son limitini, cepteki demir paralar la beraber tümü parasını kasiyere verdi. Yetmedi ve "şunu şunu iade..." ermek zorunda kaldı.
Aslında benim durumumda onlardan farklı değildi. Ben de zarurî ihtiyaçlarımı kısmış en azının azını alma yolunu seçmiştim.
Acınacak bir durum ve ben bu duruma tanıklık ettim.
İktidarın ülkeyi iyi idare edemeyişi, yanlış ekonomik karar ve uygulamalar ile durumun bu hale gelmesine sebep olmuştur.
Bir de mutlu azınlığın doymayan iştahı, daha fazla kazanma hırsı ve aç gözlülükleri; işin tuzu biberi olmuş, zam fırtınası tufana dönüştürmüştür.
Ülkemizde; mutfak harcamaları artmış, karşılama imkânları bayağı azalmış ve zarurî ihtiyaçlardan kısıtlama yoluna gidilmeye başlanmıştır.
Sağlıklı ve dengeli beslenme yerini; sadece beslenme bazen açlık giderme halını almıştır.
Zam yağmuru yağmaya başlayınca "lokmaları küçültün" sözü; yağmur şiddetlenince, dolu ve fırtına haline gelince ne kadar doğru olduğunu gördük.
Bulunduğumuz durumdan daha beteri olur mu?
Bekleyip göreceğiz. Ancak tahminler ümit verici değildir.
Elbette birden fazla maaş alan, yolunu bulan ve zengin olan azınlık bir kesim için herşey yolunda.
Ya dar gelirli, işsiz, emekli... Yani orta direk ve altında olan çoğunluk için durum vehim bir hal almış "lokmaları küçültme" zarurî olmuştur.
"Biri yer biri bakar kıyamet o zaman kopar" diyen atalarımız bize durumun vehametini anlatmış ve bizi ikkaz etmişlerdir.