Türkiye'de bazı işler hep geç başlıyor, sonrada bunun sıkıntısı yaşanıyor.
Zamanında yapsaydık böyle olmazdı deniliyor.
Yani başka değişle hesabı sonradan ortaya çıkıyor.
Tabi o hesap çıkınca da artık yapacak bir şey kalmıyor.
Sokaklarının başka başka tehditlerin kucağında kalıyor.
Türkiye'de kendimi bildim bileli hep bir terör tehdidi algısı var.
Ve ülke bütün enerjisini kaybedip gençliğine de gelecek kaygısı bırakıyor.
Bugün ülkede gençlerin ekseriyetinin gelecek kaygısı var.
Gelelim asıl meseleye, nerede geç kaldık. Ve neden sonra pişmanlık duyacağız.
Birincisi: Madde bağımlılığı.
Türkiye'de bugün gençlerin en önemli problemi.
Hatta sadece gençlerin değil, ergen ve çocuklarında en önemli problemi.
Bu konuda devletin çok doğru işler yaptığına inanmayanlardanım.
Ortada koca bir madde bağımlılığı sorunu mevcut ama önleme konusunda, eğitim ve bilinçlendirme konusunda yeterli derecede ya da akılcı sürdürülebilir bir politika yok.
Günü kurtarmaya yönelik ve tamamen palyatif, pansuman tedbir ve çalışmalarla bu sorunun çözülemeyeceği ortada.
Gelecekte bizi çok iyi sonuçlar beklemiyor ve bunun hesabı ağır olacak.
İkincisi: Medya okuryazarlığı.
Bakın medya okuryazarlığı çok önemli ve mühim bir konu.
Bütün dünyanın bir sosyal medya çöplüğü ve deposuna döndüğü bu süreçte mutlaka ilköğretimlerde kadar medya okuryazarlığı ders olarak verilmeli.
Gelecekte bunun kurgusunu yapmadığınız için sokakları lider sarmallarına ve çözülemeyen problemlere bırakmış olacağız.
Bunları öncelikli problem olarak ilk iki sıraya yazdım daha çok önemli sorunlar var ama bu ikisi en mühimleri.