Lüzumu yok, aklı küçük kini büyük bir herife bir de ben sataşmayayım diyordum ama iş, yine en çok kimin hakaret edeceği bir sidik yarışına dönünce iki de ben sallayayım dedim.
Ama Cem’e değil tabi ki Cem’e vuran vuruyor zaten ben Cem’e vuranlara bir iki kelam edeyim istiyorum.
Bırakın hedefi hükümet olacak bir eleştiriye ya da hükümetle arası iyi bir zalimi eleştirmeye, söylenecek sözün, atılacak okun rüzgârı bile iktidardakine değecek bir açıklamaya, yanaşmayan bizim sivil toplum örgütleri yine sahne aldı.
Hatırlarsanız Trump bilmem kaç Müslüman ülkenin vatandaşlarına vize yasağı getirince, dünya Müslümanları ayaklandı ve hatta Amerika’daki gayri müslümler itiraz etti de Türkiyeli müslümanların sesini kimse duymadı.
Niye mi? Onu da siz bilin.
Birinin ifadesiyle “Saygı değer kıymetli dostum Putin” yani Rusya sözüm ona kazaen 3 Türk askerini vurunca da kimse ses etmedi ne oluyoruz arkadaş demedi.
Niye demeyin. Hala düşmedi mi jeton?
Ama referandum öncesinde Avrupa’da seçim çalışmaları yapmak için sınırları zorlayan hükümet temsilcilerine izin verilmeyince bütün malum STK’lar sokaklarda mevzi almasını bildi.
Amenna Cem Küçük alçağın teki ama bugünün alçağı değil Cem. Bildim bileli alçaktı. Bugün ona tükürenlerle dün birlikteyken de alçaktı. Onun için böylesi bir alçağın söylediği hiçbir şey şaşırtmaz beni.
Ama dün onunla kol kola yürüyenlerin bugün ona söylediklerine şaşırırım diyeceğim ama yok artık o da şaşırtmıyor.
Neden derseniz kolu başkasına kaptırmışız bir kere kimin koluna takılıp kimi yumruklayacağımıza politikacılarımız karar veriyor. Malumunuz onlar da yanardöner bir vaziyette. Onun için ben derim ki kininizde de aşkınızda da fazla ileri gitmeyin.
Mavi Marmara yukarıda bahsi geçen duruma en açık örneklerden biridir. Gemiyi gönüllü ve samimi canından geçmiş müslümanlarla yola çıkarıp siyaseten rantını yiyenler yeri geldi 'Giderken Başbakan'a mı sordunuz?' dedi mi dedi. O gemide müslamanlar yandı, şehit oldu bizim politikacılar söylediklerinden döndü. Yanar döner böyle bir şey değil mi?
Onun için çok ileri gitmeyin yarın biri çıkar da bu bugün küfrettiğinize de “Saygı değer kıymetli dostum” derse apışıp kalırsınız sonra.
Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Tefvîznâmeşiirini bilirsiniz; Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler sözünün kaynağı şiir.
Hakk şerleri hayreyler/ Zannetme ki gayreyler/ Arif anı seyreyler/ Mevla görelim neyler/ Neylerse güzel eyler
Sen Hakka tevekkül kıl/ Teslim ol da rahat bul/ Her işine razı ol/ Mevla görelim neyler/ Neylerse güzel eyler
Deme niçin şu şöyle/ Yerindedir ol öyle/ Bak sonunu seyreyle/ Mevla görelim neyler/ Neylerse güzel eyler
Her işleri fâyiktır/ Birbirine layıktır/ Neylerse muvafıktır/ Mevla görelim neyler/ Neylerse güzel eyler
Bir işi murad etme/ Olduysa inat etme/ Haktandır o, redetme/ Mevla görelim neyler/ Neylerse güzel eyler
Hiç kimseye hor bakma/ İncitme, gönül yıkma/ Sen, nefsine yan çıkma/ Mevla görelim neyler/ Neylerse güzel eyler