Kayboluş…
Günümüz dünyasında, insanların yaşadığı en büyük sorun nedir ? diye sorulsa, kesinlikle kafa karışıklığı derim. Bu kafa karışıklığı, düşüncelerimizi bulandırarak bizi, yaşadığımız andan koparıyor. Bu temel sorunun önemli nedenlerinden bazıları şunlardır: Ekran bağımlılığı, sosyal medyaya fazla zaman ayırma, amaçsız bir şekilde yaşamak, kullanılan zararlı maddeler, yaşanan küresel sorunlar(covid-19, savaşlar, ekonomik krizler, orman yangınları) …
Bu olumsuz durum karşısında çaresiz kalan insanoğlu, adeta tanımlayamadığı düşüncelerin esiri olmuş bir vaziyetteler; ne yapacağını bilememekte. Artık düşünmek, bir hastalık olarak tanımlanıyor ve bu inanç, maalesef toplumun her köşesine nüfuz etmiş durumda. Takıntılı düşünceler, adeta kolektif bir bağımlılığa dönüşmüş. İnsanlar akıllarını kullanmak yerine belli öğretilerin, hurafelerin ve bilgiden yoksun inançların tutsağı olmuş haldeler.
Gerçekten burada mısın?
Bugünkü yazımda Eckhart Tolle'un "Şimdinin Gücü" adlı kitabından ve içerdiği önemli öğretilerinden bahsetmek istiyorum.
Kitap; psikoloji, dini disiplinler ve felsefe gibi farklı alanların ortaklaşa vurguladığı bir noktaya odaklanıyor: Şimdi'yi yaşamak. Yani geçmiş ve gelecekle uğraşmak yerine içinde bulunduğumuz anın farkında olmayı merkezine alıyor. Çünkü; geçmiş ve geleceğe dair düşünceler, zihnimizin ürettiği sanrılardan ibarettir.
Tolle, kendini bir spiritüel öğretmen olarak tanımlıyor ve kitabın içeriğini, on yıl boyunca Avrupa ve Kuzey Amerika'da spiritüel arayış içindeki bireylerle yaptığı çalışmaların özünü oluşturan sorulara verilen yanıtlardan oluşturduğunu belirtiyor.
Kitapta vurgulanan en önemli konulardan biri, zihnin gevezeliği ve sürekli düşüncelerle özdeşleşmesidir. Zihnimizde dolaşan geçmiş ve gelecek düşünceleri bizi anın etkisinden uzaklaştırıyor ve olumsuz bir ruh haline sürüklüyor. Ancak, Tolle, zihnin esaretinden kurtulmanın yollarını anlatarak, düşüncelerimizi izleyip tarafsız bir şekilde dinlemeyi ve dikkatimizi şimdiye yönlendirmeyi öneriyor.
Çoğu insan, kendini zihniyle özdeşleştirerek, farkında olmadan yaşıyor. Bu tehlikeli durum, ego adını verdiğimiz yapıyı yaratıyor ve gerçek benliğimizi gölgede bırakıyor. Ego denen olgu, aslında yanılsama bir benlikten ibaret. Bu sahte benlik, korkuyla besleniyor; düşüncelerimiz ve duygularımızı şekillendiriyor. Birçoğumuz, bu suni düşüncelerin ve duygusal tepki kalıplarının esir olmuş durumdayız. Sağlıklı düşünemiyor, fikirler üretemiyor hatta gördüğümüz rüyaları bile hatırlayamıyoruz net bir şekilde.
Bundan kurtulmanın tek yolu “Farkındalık” kazanmaktır. Bu farkındalığı da yaşadığımız anla bağlantı kurarak elde edebiliriz. Zamanı iyi kullanmak elbette önemlidir, ancak şu anı yaşamak her zaman öncelikli olmalıdır. Bu durumda; düşünceler arasında kaybolmak yerine, onları objektif bir şekilde gözlemlemek ve bizi yönlendirmelerine izin vermemek gerekiyor. Varlık, ancak zihin sessizleştiğinde keşfedilebilir. Bizim gerçek varlığımız, zihinsel gürültülerin ötesindedir. Bu gürültüyü bastıracak yöntemlerden bazıları ise şunlardır; meditasyon, yoga, düzenli spor, günlük tutma, mindfullness…
Gerçek varlığımızı fark ettiğimizde, zihinsel karmaşanın ötesine geçer ve gerçek varlığımızı fark edebilir ve yaşayabiliriz.
Bu noktada, Eckhart Tolle'un "Şimdinin Gücü" adlı kitabı, oldukça yol gösterici olduğunu söyleyebilirim. Kitap bizi, şimdi'yi yaşamaya davet ediyor ve gerçek mutluluğun, iç huzurun sadece anı yakalamakla mümkün olabileceğini hatırlatıyor.
Yaşamın gerçek güzelliklerini keşfetmek isteyenlere tavsiyemdir…