"Çocuklara çiçeklere kıymayın efendiler" diyerek başlayan bu sözler, derin bir yaraya dokunuyor. Çocuklar, tıpkı çiçekler gibi narin, masum ve saf varlıklardır.
Onlar, dünya üzerinde insanın görebileceği en saf sevgiyi taşırlar; bir çocuğun gülümsemesiyle ısınır kalpler, o gülüşle aydınlanır karanlıklar.
Ancak ne acıdır ki, günümüzde çocukları koruyup kollamak zorlaştı, masumiyeti ve sevgiyi kirleten kötülükler arttı.
Artık sokakta masum bir çocuğa sevgiyle yaklaşmaktan bile çekinir hale geldik, çünkü vicdanı kurumuş insanlar bu saf sevgiyi bile lekeleyebilecek bir karanlığa sürüklediler.
Daha önceleri sık gittiğim Gülşen kreşte farklı yaşlardaki kırk çocuğun Dede diye seslenen o küçük sesler, kalplerde yankılanan bir mutluluk kaynağıdır.
O sevgi, insanın ruhunu iyileştiren en değerli ilaçtır.
Çocukların gözlerinde dünyanın tüm güzellikleri saklıdır; onların gülümsemelerinde geleceğin umutları vardır.
Fakat ne yazık ki, bu güzellikler zaman zaman hoyrat eller tarafından zedeleniyor.
Çocuklara, bu masum çiçeklere kıymayın!
Onlar geleceğin fidanlarıdır, yeşermeye en çok ihtiyaç duyduğumuz umudun tomurcuklarıdır.
…
Gönül ister ki, her çocuk güvenle büyüsün, her çiçek korkusuzca açsın.
Fakat bu dünyada vicdanını yitirenler, bu güzelliklere zarar veriyor.
Buna izin vermemeliyiz.
Bir çocuğun gülüşünden daha saf, daha değerli ne olabilir?
Onların yüzlerinde açan tebessümlerin solmasına izin vermek, insanlığımızdan kaybetmek demektir.
Her çocuk bir dünyadır; her çocuğun gözlerinde umut çiçekleri açar. Kıymayın o çiçeklere, çünkü bir çocuğun saf gülüşüyle tüm karanlıklar aydınlanır.
Unutmayalım ki, çocukları korumak, insanlığımızı korumaktır.
Çiçeklerimize zarar veren karanlığa karşı durmak hepimizin görevidir.