Henüz yeni açılan bir narçiçeğiydi.
Sinsice dalından koparıldı.
Kayıplara karıştı bir anda Narin.
Henüz 8 yaşındaydı.
Yaşama dair büyük umutları, hayalleri vardı belki.
Arkadaşları doktor, o ise öğretmen olmak istiyordu.
Okulların açılmasına az bir süre kalmıştı.
Okul ihtiyaçlarını şehre gidip annesi ile alacaktı.
Annesine “ben pembe bir çanta istiyorum” diyordu.
Alacağı pembe çantayı hayal ediyordu her gün.
Okumayı ve eğitimi çok seviyordu.
Elinden kitap düşmüyordu.
Yaz tatili olmasına rağmen öğrenimine devam ediyordu.
Yaz kur’an kursuna yazılmıştı.
Kursun en düzenli öğrencisiydi.
Kursa giden Narin’den bir daha haber alınmadı.
8 yaşındaki Narin Güran'ın kayboluşu ailesini ve arkadaşlarını perişan etti.
Günlerdir Narin’den haber alınamıyor.
AFAD, Jandarma ve Arama Kurtarma Ekipleri, çalışmalarına devam ediyor.
Acılı aile ise kızlarından iyi bir haber bekliyor.
Tek umutları kızlarının bir an önce sağ bulunması.
Ancak, 21 Ağustos çarşamba günü saat 16.00 sularında Diyarbakır’a bağlı Tavşantepe Köyünde kaybolan Narin Güran’dan halen bir haber yok.
Narin’in bulunması için sosyal medyada da çağrılar yapılıyor.
İnsancıl ve iyi niyetli çağrılara yapılan bazı ırkçı yorumlar ise ailenin acısını daha da katlıyor.
8 yaşındaki bir çocuğun hayatı söz konusu.
Herkes acı ve umut içinde onu ararken, vicdanı taşlaşmış ırkçılar ise nefret söylemlerinde bulunuyor.
Kuşkusuz bu ırkçı söylemlerin nedeni Narin’in Diyarbakırlı ve Kürt olmasıdır.
Vicdan sahibi herkes Narin’i bulmak için seferber olurken, ırkçılar da ortalığı germeye ve zihinleri bulandırmaya devam ediyor.
Başkalarının acısı üzerinden ırkçılık yapılması düpedüz insanlıktan çıkmadır.
Bunlara insan denemez zaten.
Bir çocuğun kaybolması ve bir ailenin büyük acılar yaşaması üzerinden nefret söylemi geliştirenlere söyleyecek bir söz bulamıyorum.
8 yaşındaki bir nar çiçeğinin kaybolması bile yüreklerde insani duyguları harekete geçiremiyorsa, bu ülkede bazı kesimler gerçekten de insanlığını yitirmiştir.
Kürt’ün acısından bile sevinç ve ırkçılık söylemlerinin devreye girmesi çok tehlikeli bir sürece işaret etmektedir.
Narin’i ırkçı söylemler ve siyasetle bir araya getirmek insanlığa ihanettir.
Şu an bir çocuğun hayatı söz konusu.
Zaman, kötülük zamanı değil.
Yapılacak tek şey Narin’i bulma zamanıdır.
Narin sağ salim bulunup ailesine teslim edilmelidir.
Bunun için kurumlar ve herkes elinden ne geliyorsa yapmalı.
Narin’i bulmaya çalışanların hevesini ve mücadelesini de kırmamak gerekir.
Narin’in ailesini daha çok umutsuzluğa düşürecek ve üzecek sözlerden kaçınmak lazım.
Herkes, narçiçeğinin bulunmasına hizmet etmelidir.
Şimdi polemik yaratmanın, boş yere tartışmanın, birbirimizi suçlamanın zamanı değildir.
Önceliğimiz Narin’in bulunmasıdır.
Narin’in bulunmaması sadece ailesinin üzerinde değil, bütün çocukların üzerinde bir tramvaya neden olacaktır.
Köyler, şehirlere göre daha güvenli olmasına rağmen güpegündüz bir çocuğun kaybolması normal bir durum değildir.
8 yaşındaki Narin Güran'ın kayboluşu yüreğimizi sızlatıyor.
Narin’i bulmazsak çocuklara sokakların, köylerin, parkların güvenli yerler olduğunu nasıl anlatabiliriz?
Çocuklar tek başına sokağa çıkarken ne düşünürler acaba?
Bu yüzden Narin'in bulunması son derece önemli ve gereklidir.
Umarım küçük Narin’den iyi haberler gelir.
Yüreğimiz onu dört gözle bekleyen ve onu arayanların yanındadır...