Bir çorba, yok o değil.
Yemek mi o da değil.
Emrinizdeki kurumlardan bir iki iş ihale ya da ne bileyim matbu evrak işi.
Matbaam da yok ki bunları isteyeyim.
Eşime dostuma kardeşime oğluma bir iş bir kadro mesela TP’de ya da olmadı Üniversitede.
Yok o da değil.
Ne bileyim bir proje yazarım yüklü hibe alırım, işi kılıfına uydurur, bir kısmını, yok hatta çok kısmını cebime indiririm.
Bu da değil hiç biri değil.
Ne mi istiyorum?
Memleket isterim/ Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;/ Kuşların çiçeklerin diyarı olsun./
Memleket isterim/ Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;/ Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim/ Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;/ Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim/ Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;/ Olursa bir şikâyet ölümden olsun.
Cahit Sıtkı’nın dediği gibi. Memleket isterim. Ama yok kim bulmuş da siz vereceksiniz. Şairin aksine ölümden şikayete gelmiyor sıra.
Herkes, her şeyden her yerde her vakit şikâyetçi zaten.
Ben de şikayetçiyim herkes gibi herkes kadar.
Küçük bir fark ile onlardan, yazıyorum ben.
Dinliyorum, duyuyorum, bakıyorum, görüyorum, yaşıyorum, yaşamak denmese de adına, oluyorum ve ölüyorum herkes kadar ve herkes gibi ve yazıyorum ben.
Yapmadıklarınızı ya da yanlış yaptıklarınızı.
Bazen bakmadıklarınızı ya da bakıp da görmediklerinizi.
Duyun diye, görün diye yetişin diye yetin diye.
Sizden iyi mi görücem, iyi mi duyacam?
Sizden iyi mi bilecem?
Bazen, belki.
Çünkü altınızdakiler.
Yani “Asayiş berkemal efendim” tayfası size doğru söylemeyecekler.
İşitmek istediklerinizi, konuşacaklar.
Duymak istediklerinizi söyleyecekler.
Ne mi istiyorum açıldı dediğiniz parkların açılmasını istiyorum.
Başlandı dediğiniz Engelsiz Yaşam Merkezinin yapımına başlanmasını istiyorum.
Millet Bahçesi ve tüm diğer parklarda bozulan, kırılan oyun ekipmanlarının kapatılıp kaldırılmasını değil onarılıp tekrar hizmete alınmasını istiyorum.
Bitti denilen yolların bitirilmesini istiyorum.
En kolayı en zahmetsizi ve maliyetsizidir bozulan kapıyı iptal edip yerine duvar örmek.
Duvar bu, kapı gibi bozulacak değil ya.
Sabahın körü 5’te toplayıp simit ve peynir ikram ettikleriniz gibi çay niye yok çay istiyorum da değil. Hani dedim ya size doğru söylemeyecekler.
İşitmek istediklerinizi, konuşacaklar dediklerim, yani “Asayiş Berkemalciler” size diyemediklerinizi bize söyleyip yaz diyorlar.
Saat 5’te toplantı mı olur lütfen toplantıları 8’de yapmakla ilgili yazın diyorlar.
Ne mi istiyorum?
Gelin en kolayından başlayalım.
Gültepe Mahallesinde adına Su Parkı denilen parkın adına yakışır biçimde suyunu açtırın.
Park ve Bahçeler Müdürlüğünün havuzlarda su kaçağı var gibi mazeretlere sığınmasına izin vermeyin. Su Parkını suyuna kavuşturun.