Efendim koronadır moronadır derken, Epey unuttuk. Ama onlar, Adalet bekliyor. Anladınız siz onu. KHK’lılardan bahsediyorum. Onlar, Sadece soruşturmalarının tamamlanıp, Olumlu ya da olumsuz İçinde bulundukları belirsizliğin sonlandırılmasını istiyorlar. Demişti ya zatın biri, En kötü son bile, belirsizlikten iyidir. KHK’lıların İçinde bulunduğu ruh hali de Tam olarak böyle. 15 Temmuz 2016 darbesi sonrası, Paldır küldür işten çıkarıldılar. Mutlaka yaş vardı, Mutlaka kuru da. Ama yaş olanlar, kuruya karıştı, Hepsi aynı ateşte yandı. Suçluyu suçsuzdan ayırmak da, Kurulan komisyonlara kaldı. Komisyon, Bugüne kadar 126 bin 300 başvurudan 105 bin 100'ünü sonuçlandırdı. Bunlardan 11 bin 200'ünün kabulüne karar verirken, 93 bin 900 başvuru reddedildi. 21 Bin 200 başvuru ise uzun süredir, Sonuçlandırılmayı bekliyor. Çünkü Komisyonun çalışmaları da Bir süredir epey durdu. Ee korona illeti de araya girince, KHK’lıların işi bilmem hangi bahara kaldı. 21 Bin 200 başvuru, Ailelerle birlikte Neredeyse 1,5 milyon insanı etkiliyor. Borç harç altındalar çoğu. KHK lekesi varken üzerlerinde, İş de bulamıyorlar doğru dürüst. Okul okuyamıyorlar. Yurtdışına çıkamıyorlar. Gittikleri her hizmet binasından, Vebalı gibi def ediliyorlar. Sosyal ölüme terk edilmiş gibiler. Kimisi intihar etti, Kalp krizi geçirip öldükten sonra görevine iade edilen bile var. Bizim için günler geçiyor, Zaman akıyor falan ya hani, Onlar için her gün, bir işkence. Diyorlar ki sadece, “Sorgulayın bizi adaletle. Kimin darbe sevicilerle bağı var? Kimin, oralardan yolu bile geçmemiş? Ayıklayın bizi birbirimizden. Ayıklayın da, Ya tümden def edin bizi. Ya işimize iade edin geri” Sosyal medyadan seslerini duyurmaya çalışıyorlar, Ama gel gör ki karşılarında bir muhatap da yok. Komisyon diye birileri var, Hayali birileri. Haklılar, Bu belirsizlikle yaşamak da kolay değil. Bir hukukçu sözü der ki; Geç gelen adalet, adalet değildir.