İdlib Halep’in kuzeyinde yer alan ve Esed muhaliflerinin kontrolünde olan bir il, aynı zamanda bir eyalet konumundadır.
İdlip, Suriye rejimince Halep’e yapılan saldırılardan kaçan halkın ve muhaliflerin sığındığı bir yer olup güvenliği Türkiye için önemlidir.
İdlip’e Suriye rejimince bir saldırı düzenlenirse halkın kaçacak bir yeri olmadığından Türkiye’ye doğru akın edeceklerdir.
Böyle bir durum Türkiye’nin işini zorlaştıracaktır.
Milyonlarca Suriye göçmenin yanında yeni göçlerin olması Türkiye’yi ekonomik ve siyasi yönden zora sokacaktır.
İkinci ve en önemli sorun İdlip’in düşmesi Türkiye’nin güney koridorunun birleşmesine yola açacaktır.
Bir tarafta Menbiç ve Kobani diğer taraftan Afrin ve arada bulunan İdlib hattın zincirlerini oluşturan illerdir.
Türkiye, muhaliflerin elinde bulunan İdlib’e çıkartma yaparak zincirin birleşmesini engellemektedir.
Böylece ABD’nin isteği olan koridor oluşmayacaktır.
Görünürde ABD’nin uygulamaya çalıştığı projenin arkasında İsrail’in de olduğu Güney koridoru oluşturma gayretleri İdlib’e çıkarma yapılması ile akamete uğrayacaktır.
Esasında ABD Kuzey Irak’ta Barzani’nin de Güney Koridora ilave olmasını istiyor.
PYD üzerinden IKBY liderini referanduma zorladı.
ABD Musul ve Kerkük petrolünü Güney koridoru üzerinden Akdeniz’e taşımak istiyor.
Bu işin ekonomik yönü
İşin siyasi yönü ise Ortadoğu’nun şekillenmesi; Suriye’nin üçe bölünmesi, Irak’ın bölünmesi ve ardından Türkiye’nin bölünmesi olarak proje düzenlenmiş.
ABD ve İsrail bölünmeleri kolaylaştırmak için bu coğrafyada yer alanları olabildiğince birbirine düşürüp düşman etmek istemektedir.
Barzani de; Türkiye, İran ve Irak Merkezi Hükümeti ile referandumdan dolayı çatışınca tek çıkış kapısı güney koridoru olacaktır.
ABD ve İsrail; Barzani’yi bu koridora yöneltip petrolünü bu koridor vasıtasıyla sattıracaktır. Yani ona tek seçenek olan Menbiç, Afrin hattını gösterecektir.