Bir büyüğün verdiği hediyeyi reddetmek, burun bükmek, surat asmak, en basit ifade ile saygısızlıktır!
Kurban Bayramı da Yüce Yaradan’ın biz zelil kullarına bir hediyesidir.
Biz kim oluyoruz ki onun hediyesini reddetme cüretinde bulunuyor, boykot ediyor, basite alıyor veya hakkıyla eda etmiyoruz?
Erken uyanmıyor, temiz giyinmiyor, soframızı kurmuyor, eş dost akraba ziyaretinde bulunmuyor, çocukları sevindirmiyor, yaşlıların elini öpmüyor, küskünleri barıştırmıyor, fakirleri doyurmuyor, kurban kesmiyor, kesilen kurban etini yılda bir kez bile et görmeyen sofralara ulaştırmıyoruz!
Biz kimiz?
Kendimizi ne sanıyoruz?
Bu yaptığımız bir başkaldırı olabilir mi?
Aslında inceden düşündüğümüzde başkaldırıya girdiği söylenebilir! Bizi yaratıp aziz kılan Yüce Yaradan’ın emrine muhalefet ediyoruz.
Yapın dediklerini yapmıyor, bilakis zıddıyla mukabele ediyoruz!
Bayram oh ne ala! Hemen tatil programı, ya sahil kenarına kapak, ya da kapıya kilit, pijama terlik televizyon…
Kurban, kurban farz değil ki!
Kapıya gelen çocuklar, ooooo!
Yaşlıları ziyaret, offfff!
Küskünlükler, üffff!
Var ya siz askerde olsanız çooook dayak yerdiniz!
Yüce Yaradan çok merhametlidir.
Lakin bu kadar saygısızlığı, bu kadar pervasızlığı bu kadar şuursuzluğu affedecek diye bir şey de yok!
Rabbimin affından sual olmaz!
O herkesi affedebilir ama lütfüne saygısızlık, hediyesine terbiyesizlik!
Allah bizi affetsin. Bayramı hakkıyla eda edenlerden ve eda edilmesi için çabalayanlardan eylesin!
Allah’ın sunmuş olduğu hediyeyi, vermiş olduğu emri farklı şekillerde yorumlayanlardan değil, öpüp başına koyanlardan eylesin!
Tüm İslam âleminin bayramını hakkıyla eda etmesi temennisiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…