Habur sınır kapısının karşı taraftaki ismi İbrahim Halil kapısı ve çıkışta her iki tarafta da ciddi bir aramaya tabi tutulmuyorsunuz.
Üstünüz veya aracınız çok fazla irdelenmiyor. İbrahim Halil kapısındaki görevliler, Kürtçe konuşuyor. Kürtçeleri Sorani lehçesinde olduğu için bizimki ile çok uyuşmuyor ama biraz zorlayınca anlaşabiliyorsunuz. Çünkü herkes biraz Türkçe, birazda bizim Kürtçeden anlıyor. Biraz da biz onları anlıyoruz. Çünkü ortak kelimeler çok.
Karşıya geçtiğinizde, her iki yanı benzin istasyonları ile dolu bir cadde karşılıyor sizi. Bu cadde sizi Zaxo şehrine getiriyor. Aslında sınırın karşı tarafı zaten Zaxo.
Hemen bir benzinliğe girip yakıt alayım demeyin sakın. Petrol çok olsa da Irak tarafında rafineri sıkıntısı var. Onun içinde, petrolden bozma yakıtlar satıyorlar. Buda yeni nesil araçlarda ciddi sıkıntılara neden oluyor.
Yakıt alacaksanız, Türk yakıtı var mı diye soracaksınız. Piyasanın en kaliteli yakıtı Türkiye’den geçen yakıt. Bazı istasyonlara girdiğinizde, bizim yakıt sizin aracı bozar, siz gidin falan istasyondan Türk yakıtı alın diyorlar. Normal yakıt 36 cent(yaklaşık 3 tl) Türk yakıtı ise 50-55 cent(yaklaşık 4,5 tl).
Günlük ziyaret ve ticaret için gelenler hemen Zaxo’dan ihtiyaçlarını karşılayıp çıkıyorlar. Elektronik oldukça ucuz. Cep telefonunda fiyat yükseldikçe, aradaki makas açılıyor. İpon’un üst modelini aldığınızda, kapıda pasaporta işleme ve vergi ile birlikte size yaklaşık 5 bin lira ucuza mal oluyor. Fotoğraf makinası, haveboard, scutur, çay, kahve, hurma gibi ürünler ucuz. Bunları ticari olmayacak şekilde, şahsınız veya mutfağınız için makul sınırlarda alabiliyorsunuz.
Üst sınır mesela çayda, kişi başı 3 kilo. Ama ilk defa giriş yapıyorsanız, şüpheli hareketleriniz veya yükünüz yoksa gümrüktekiler çok fazla da sizi didiklemiyorlar. Onlar daha çok işi ticarete dökenlerin peşindeler.
İşin ticaretini yapanlar yok mu tabii ki var. Her yerdeler, dönüşte hemen size yapışıyorlar, abi şu üründen aldınız mı diyorlar. Almadım dediyseniz, şu poşeti bana karşıya geçirir misiniz diyorlar. Kontrolden geçtikten sonra hemen sizden geri alıyorlar. Bu şekilde 3 kilo, 3 adet, 3 karton işini katlıyorlar...
Karşıya geçip temiz yakıt aldıktan sonra, çevre yolundan Duhok’a yöneliyorsunuz. Duhok, kapıdan yaklaşık 55 km ötede. Zaxo’ya göre daha gelişmiş ve modern bir şehir. Ama hedef Erbil ise orayı da transit geçiyorsunuz. Geçerkende Peşmergelere dikkat ediyorsunuz.
Yolda seyarat denen kontrol noktaları var. Kontrol noktalarına geldiğinizde, mutlaka durmanız, camı indirmeniz ve selam vermeniz gerekiyor. Selam verdiğinizde Peşmerge size geç derse geçersiniz, soru sorarsa cevaplarsınız, aksi taktirde işiniz zor. Peşmerge’nin sırtı dönük diye transit geçer, ya da camı açmadan noktaya yanaşırsanız, vay halinize! Bu, onlarda çok büyük saygısızlık olarak algılanır. Ve bu, çok net olarak size ifade edilir.
Yolda giderken dikkat edeceğiniz diğer bir husus ise trafik güvenliği, kocaman tırlar yolda makas atarak ilerliyorlar. Araçlar üzerinize direksiyonu kırıyorlar. Bunu şahsi algılamayın, oranın rutini bu!
Hız sınırları tabelalarda yazıyor ve yol kenarlarında bidon şeklinde duran sabit radarlarla kontrol ediliyor. Yol kenarlarında yan yana duran 2 siyah bidon gördüğünüzde, bidonların bir kısmı kesilip deklanşör görüntüsü verildiyse, bir radar ile karşı karşıyasınız demektir. O deklanşor flaşı çaktıysa, gülümseyin, çünkü cezayı yediniz demektir.
Cezalar çok abartılı değil. 10-15 dinar, 1 dinar bizim 6 liramız. Çok uzun süre içerde kalmayacaksanız da sisteme düşmüyor ve genelde sizden tahsil edilmiyor. Ama siz, yine de ceza yememeye çalışın.
Dinar, dediğimiz gibi bizim paranın 6 katı değerli. Onun içinde temel ihtiyaçlar bize göre biraz pahalı. Vasat bir otel gecelik 50 dolar. Sıradan bir yemek 10 dolardan başlıyor. 1 litre su 1 dinar(6 tl) yani benzinden pahalı. Bu arada karşı tarafta Türk lirası ile alışveriş yapamıyorsunuz. Paranızı dolar veya dinara çevirmeniz gerekiyor.